Taş Aşka Gelirken

Şifanur Özçelik Şirin

Taşa ruh işlenmiş, adeta benim bir sanatkârım var diye dile gelmiş. Tıpkı bütün kainâtın Rabb’inden haber verdiği gibi…

Prof.Dr.Saadettin Ökten Hocamız “Gelenek, her güzel ve asil varlığın yaptığı gibi kendini saklar, derûnunu ve özünü ele vermez. Önce onun dilinden anlamak lazımdır, sonra da onun ruh dünyasına girebilmek için ruhsat beklemek gerekir.” diyor ve ekliyor. “Güçlü imkanlar güzel şehirler yaptırmaz, görgü ve vizyon güzel şehirler yaptırır. Beton dökmek inşaa etmek değildir.” Muhterem hocamınız -Allah selametlik versin.- saygıyla ellerinden öperim.

Fotoğrafını paylaştığı, Endülüs/İspanya’da bulunan yaşayan efsane tarih, El Hamra Sarayı detay’ı sadece birkaç misal biz insanlığa ve inananlara…

“Atalarımız inşaa etmiyorlardı ibadet ediyorlardı çünkü taşa bile sirayet etmesini istedikleri sağlam bir ruhi değere sahiptiler…” Diyor Rahmetli Ahmet Hamdi Tanpınar.
Şehri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz; ihmal ettiğiniz nesil, imar ettiğiniz şehri tahrip eder. diyor Turgut Cansever.

Aslında şöyle de diyebiliriz.
Taş aşka gelmemiş, aşkı yaşayanlar, onu taşta ete kemiğe dönüştürüp, görünür kılmışlar.
Bunu doğru anlayabilirsek,
belki de o zaman devasa beton mezarlar dikip, insanları içine hapsedenlerin niye bağıra çağıra aşktan söz etmelerini daha iyi anlayabiliriz.
Bir milletin kültür ve medeniyetini anlamak istiyorsak, masallarına, destanlarına, türkülerine, şiirlerine, mabedlerine, sokaklarına bakmalıyız.
Bir de mezarlıklarına.

Müslümanlıktan önceki hak dinlerde bizim geçmişimiz. Aktarım din ,sanat,ilim,bilimle devam eder…
Türklerde konar göçerlikten dolayı eserler dokumacılık ve demircilik işçilikleriyle başlamış. Yerleşik hayatta kalıcı eserler ortaya çıkmış.
Ne yazık ki modern hayat estetikten uzak beton yığını.
Tarihi eserlerimiz ticari levhalar altında kayboluyor.
Mimar Sinan; mimarinin matematiğini çözmüş sanatçı ruhuyla eserler vermiş,yüz yıl sonrasına eserin tahribatını hesaplayıp çözümünü tahrip olan yere bırakmış. Allah rahmet eylesin…
El hamra sarayı öğrencisinin eseridir.
Osmanlı eserleri daha çok halk için yapılmış,bu eserler şehirleşmede imparatorluk ve ibadet haneler kadar önem kazanmış medreseler su sarnıçları,kanalları roma devrinin köle efendi ruhundan çıkıp “hakka hizmet ,halka hizmet” ruhuyla eserler kazandırmiş…

Keşke inceleme fırsatınız olsa Rabbin doğada oluşmasına izin verdiği onyx mermerlerde ki o muhteşem manzarayı görmek nasib olsun… Her baktığım taşta subhanallah nasıl bir güzellik var.

Mermerin oluşumu başlı başına bir hamd sebebi. Görene her şey tefekkür nedeni.
Allah hayretimizi arttırsın. Mana erlerinin yolunda eserler vermeyi nasip etsin inşallah.

 “hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma
yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten”

Değeri bilinecek günler dileğiyle inşallah.

Aşkla açan çiçek sanat…

Related posts

Antakya’nın Kadim Tarihini Ne Yazık ki Pek Bilmiyoruz

Venedik Bienali Türkiye Pavyonu Açıldı

Hıdırellez