Kalem ve Kelâm…

Nun, kalem’e ve (yazanların) yazmakta oldukları şeylere andolsun ki…*

Filiz Yıldız
Üzerine yemin edilen üç varlık… Belki de bundandır kainatta ilk yaratılan nesnenin kalem olması ve bize yüklediği vebal… Ayet, bilmediklerimizle bilemediklerimizle başlayıp elimizle bizzat tutup hissederek birliktelikle yazıya döktüklerimizle sonlanır. Ne yazdığımız ve nasıl yazdığımızdir esas olan.Yazmamız gerekip yazmadıklarımizin ya da yazmamamız gerekip yazdıklarımızın hesabı…


Vahyin ışığında kalem bir pîr, kalem bir sır, kalem bir sihir bilinmezliğe…
Mana nakline denmiş ya beyan. Beyan mucizesi. Rahmanın insanı yaratıp beyanı öğretmesi ardından…

**O, kelamı öğrettiği gibi kalemle de yazmayı öğreten
Zaman ve mekan birlikteliğinde bu dil ile mümkün iken aşıldığında zaman ve mekan ancak kalemle mümkün nakletmede. Bir yıl sonradan bin yıl sonraya kelamın kalemle şahitliği bu..
Ne güzel şahitlik…
Ve ne doğru şahitlik…

Azim olan Allah’ın doğru söylediği gibi…
Yeminle başlayan bu kalem sizin ve bizim sahitliğimizle yergide. Başta diyecegimizi sonda diyelim yine de. Besmele, hamdele, salvele…

Kalemle..

*Kalem suresi 68/1

**Alak suresi 68/4
Rahman suresi 55/ 3-4

Related posts

İz Bırakmak, Unutulmamak…

Antakya’nın Kadim Tarihini Ne Yazık ki Pek Bilmiyoruz

Venedik Bienali Türkiye Pavyonu Açıldı