Osmanlı’nın Parçalanma süresi olan 912-1913 yılları arasında cereyan eden Balkan Savaşları pek çok acıya sebep oldu. Bunlardan biri de Tekirdağ’a 25 km mesafedeki Yukarı Kılıçlı Köyü’nde gerçekleşen Kaz Vakasıdır.
Balkan Savaşları’nda bozguna uğrayıp Lüleburgaz-Pınarhisar’a kadar çekilen Osmanlı ordusu, İstanbul’dan gelecek takviye birlikleri beklemeye başlar. Osmanlı yönetimi ihtiyatsız davranıp 80.000 eğitimli askeri terhis edince, beklenen takviye gelmez ve kanlı çarpışmalar sonucu bu bölgede de Bulgar Ordusunun eline geçer. Trakya’nın tamamen düşmesinden sonra düşman ilerleyerek Çatalca’ya kadar dayanır.
Bölgeye yerleşen Bulgar ordusu Rum, Ermeni ve Yahudi tebaanın da yardımıyla bölgede pek çok zulme imza atar. İşgalden 3 ay sonra soğuk ve karlı bir Mart sabahı, 3 Bulgar askeri Yukarıkılıçlı Köyü’ne gelir. Köy kahvesinin önünden atlarından inerler ve içlerinden biri yarım yamalak bir Türkçe ile muhtarın kim olduğunu sorar. Muhtar Mahmutoğlu Mustafa dışarı çıkıp kendini tanıtır ve çay içmek üzere kahveye davet eder. Askerler kabul etmez ve komutanlarının kendilerini kaz almak için gönderdiğini söylerler. Muhtar da parasını ödedikleri takdirde istedikleri kadar alabileceklerini söylerler. Askerler güler ve Türkçe konuşanı komutanlarının kendilerine sadece kaz almaya gönderdiğini para ödemeyeceklerini söyler. O sırada küçük bir kargaşa çıkar ve askerler geri çekilir.
Çekilen askerler dönüşte Aşağı Kılıçlı Köyü’ndeki çeşmede mola verirler. Atlarını sulayıp gideceklerken ilerden gelen bir kaz sürüsü görürler. İçlerinden biri köyden görülmediklerini, sürüden birkaç kazı alıp götürebileceklerini söyler. Diğerleri de onaylar ve kazları kovalamaya başlarlar. Yakaladıklarını kesip götüreceklerken, civarda kızak kayan çocuklar bu askerleri görür ve köye haber verirler. Haberi alan köylüler hışımla kahveyi boşaltıp askerleri yakalamak için koşarlar. Bulgar askerleri durumu fark ettiklerinde durum çok geçtir. Köylülerden Muhtar Mustafa, Ahmet Ağaların Osman ve Midillilerden Feyzi askerleri feci şekilde döverler. Dövdükleri askerleri bağlayıp boyunlarına kestikleri kazları asarlar ve Korucu Ali’yi de yanlarına katarak durumu yeni atanan Bulgar komutan Dragan’a yollarlar. İnecik’e vardıklarında onları gören komutan Dragan çıldırarak karakoldan dışarı çıkar ve söz söylemesine fırsat vermeden Korucu Ali’yi başından vurup öldürür. Daha sonra askerlerini attan çekerek düşürür ve tekmelemeye başlar. Bir yandan da civar köylerdeki tüm erkeklerin Yukarıkılıçlı Köy Meydanı’nda toplanmasını emreder. Haberi alan civar köy ahalisi yaşlıları ve çocukları saklarlar ve kendileri de bir köşeye sessizce sinerek beklemeye başlarlar.
Topladıkları erkekleri önlerine katıp Yukarıkılıçlı’ya gelen Bulgar askerler herkesi meydanda toplar. Komutan Dragan sorgu yapmayacağını, askerlerin başına gelenlerden hepsini sorumlu tutacağını söyler. O sırada durumun kötüye gideceğini anlayan Muhtar kalabalığın içinden çıkarak komutana yönelir. Feyzi ve Osman da onu takip eder. Muhtar Mustafa Bulgar Komutana askerlerinin hırsızlık yaptıklarını , bu sebepten onları dövdüklerini ve kendilerinden başka kimsenin askerlere dokunmadığını söyler. Muhtar konuşurken komutan hiddetle silahına davranır ve üçünü de vurur. Daha sonra askerlerine toplanan bütün erkekleri ilerdeki samanlığa kapamalarını emreder. Askerler ahaliyi süngü kullanarak samanlığa kapatır ve kapıyı kapattıktan sonra ateşe verir. Alevler samanlığı sararken içerden yanmış et kokusu ve hazin çığlıklar yükselir. Bu sırada Bulgar askerleri dışarıda sevinç çığlıkları atarak dans etmektedir.
Bir süre sonra toparlanıp giden askerleri gören köylüler saklandıkları yerlerden çıkarak köy meydanına gelirler. Sabah kadar ağlayıp ağıt yakan köylüler, Bulgar askerlerin katlettiği masum köylüleri oldukları yerde toprağa verirler. Bu acı olay da tarihe Kaz Vakası olarak geçer.
Yukarıkılıçlı Köyü’ndeki şehitliği görmek için şu videoyu izleyebilirisiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=k89IN4zBqUw
Kaynak: Şerif Baysalan- Kaz Vakası: 1912-1913 Balkan Savaşları’nda Tekirdağ’ın Yukarıkılıçlı Köyü’nde Yaşanmış Gerçek Bİr Olayın Öyküsü, Tekirdağ Valiliği Yayınları 2013
