Klinik Psk. Süveyda Burçak Eris
Hayatı ailede öğreniriz. İlk ilişkilerimiz, duyguları ifade etme biçimimiz, kendimize ve dünyaya dair inançlarımız… Hepsi, çocuklukta içinde büyüdüğümüz ortamın sessizce öğrettiği derslerin bir parçasıdır. Bu miras çoğu zaman fark etmeden taşınır; yetişkin olduğumuzda düşünce ve davranışlarımızın temelini oluşturur.
Çocuklukta Öğrenilen Düşünce Kalıpları
Çocukken sevgi, güven ve aidiyet ihtiyacımızı karşılamak için çevremizi dikkatle gözlemleriz. Bazen “iyi çocuk” olmak için sürekli onay almaya çalışırız. Bazen de “duygularını belli etme, güçlü ol” mesajını içselleştiririz. Başarıya odaklı sevgi, sürekli fedakârlık yapma zorunluluğu, “hata yaparsam değerim azalır” gibi inançlar bu dönemde gelişir. O zamanlar bu kurallar bizi korur; ailede kabul görmek, sevilmek ve güvenlik hissetmek için işe yarar.
Yetişkinlikte Etkileri
Çocukken öğrendiğimiz bu görünmez kurallar, yetişkinlikte artık işlevini yitirebilir ve ilişkilerimizde sınır koyamamaya, kronik suçluluk duygusuna, kendini sürekli kanıtlama ihtiyacına dönüşebilir.
Sık rastlanan durumlar şunlardır:
*“Hayır” demekte zorlanmak ve aşırı sorumluluk almak
*Başkalarını memnun etmeye çalışırken kendi ihtiyaçlarını yok saymak
*Sürekli onay aramak ve eleştiriye aşırı duyarlı olmak
*Hata yapmaktan korkmak
İş hayatında veya yakın ilişkilerde sınır koyamamak, kişinin hem duygusal hem de fiziksel enerjisini tüketebilir. Ayrıca, kendi değerini başkalarının takdirine bağlamak uzun vadede tatminsizlik, kaygı ve stres duygularını besleyebilir. Bu kalıplar bazen yeni deneyimlere açık olmayı da zorlaştırır; risk almaktan çekinme ve kendini ifade etmekte tereddüt etme gibi davranışlar ortaya çıkabilir. Bu yüzden kalıpları fark etmek ve yeniden değerlendirmek, hem kişisel hem de sosyal yaşamda sağlıklı bir denge kurmanın temel adımıdır.
Düşünce Kalıplarını Fark Etmek
İyi haber şu ki, geçmişimizi değiştiremeyiz ama ona verdiğimiz anlamı dönüştürebiliriz. Farkındalık bu yolculuğun ilk ve en güçlü adımıdır. Günlük tutmak veya düşünce kaydı oluşturmak, zihnimizde otomatikleşmiş kalıpları yakalamamıza yardımcı olur.
Önerilen uygulamalar:
*Gün boyunca aklınızdan geçen cümleleri yazın, özellikle kendinize yönelttiğiniz eleştirel sözleri.
*Hangi olayların hangi düşünceleri tetiklediğini gözlemleyin.
*Düzenli olarak kaydı okuyarak tekrar eden inançları görünür kılın.
Bu sayede “Yeterince iyi değilim” veya “İlişkilerde hep ben çabalamalıyım” gibi cümlelerin çoğu çocuklukta duyduğunuz mesajların yankısı olduğunu fark edebilirsiniz. Fark etmek, değiştirmekten önce gelir; yargılamadan gözlem yapmak önemlidir.
Ayrıca terapötik destek almak, kendine şefkat çalışmaları yapmak, meditasyon veya nefes egzersizleriyle zihni yavaşlatmak bu süreci derinleştirir.
Unutmayın ki çocuklukta öğrendiklerimiz kaderimiz değildir. Bu mirası tanımak, hem kendimizle hem de sevdiklerimizle daha sağlıklı ilişkiler kurmamız için bir davettir. Küçük ama kararlı adımlar, geçmişin zincirlerini gevşetip bugünün özgür seçimlerine alan açar.
Anahtar kelimeler: çocuklukta öğrenilen düşünce kalıpları, düşünce kalıpları, psikolojik miras, farkındalık, terapötik destek, kendine şefkat, içsel özgürlük, yetişkinlikte etkileri


