Jüpiter ve Değerler

Müge BAŞBUĞA

“Astrolojide Jüpiter; inanç, pozitivizm, umut ve ahlak gezegenidir. Yay burcunu yönetir ve Yengeç burcunda yücelir. Jüpiter hepimizde Satürn’ün etkisi olan ‘daralmaya karşı genişleme’ ilkesini ve yüksek benliğin özlemlerini temsil eder.” Jüpiter’in sloganı budur.

Konuyu iyi anlayabilmek için biraz astrolojinin işleyiş prensiplerine bakalım.

Buradayız çünkü bize sunulan deneyimlerin tadını çıkarmak istiyoruz. Venüs barış içinde işbirliği yapmamız ve arzu ettiğimiz şeyleri yaşamamız, paylaşmamız için bize ilham vermeye çalışır. Herhangi bir sebeple motivasyonumuz düştüğünde Mars yükselir ve bize tutkularımız yoluyla ivme kazandırır, iradeyi yapılandırır. Tutku iyidir ama dürtüsel çalışmaya başlarsa kontrolden çıkar ve her şeyi alt üst eder. Bu yüzden Mars’ın rehberliğe ihtiyacı vardır çünkü dürtüsel tutkular kontrol altına alınmadığında, kötücül ve zararlı etkiler yaratır. Mars‘ı ahlakla kontrol altında tutmak için Jüpiter’e ihtiyacımız vardır. Jüpiter bu rehberliği sağlar. Jüpiter‘in ahlakı tarafından kontrol edilen Mars, tutkularını fazla ileri gitmeden ve kendi kendine zarar vermeden, olumlu genişleme ve büyüme sağlayacak ölçüde uygulayabilir. Ahlaka ihtiyacımız var çünkü dürtülerimiz iki ucu keskin bıçak gibidir ve ahlak, hayatın tam da merkezinde durup, ellerimizi kesmeden o bıçağı nasıl kullanacağınızı öğretir; süper ego. İşte bunun göklerdeki temsilcisi Jüpiter’dir.

Jüpiter sert gezegenlerden etkilendiğinde, başkalarının dayattığı bir ahlaka sahip oluruz. Ancak Jüpiter, kendi başına veya bilge gezegenlerle işbirliği içindeyken, bireyleri tüm ilgililerin yararına ahlaki bir şekilde, doğru ve yanlışı kendi şartlarına göre anlamaya teşvik eder.

Jüpiter’in temeli ahlaktır. Ahlak, okulda, ailede alınan eğitim ve sosyalleşme ile edinilen sebepler ve fikirler üzerine kuruludur. Ahlaki değerleri bir araya toplar ve bir sistem içinde ilişkilendirsek, “ etik” veya “ felsefe”miz olur. Çoğu insan, hatta çoğu iyi insan, gerçekte felsefi veya etik değildir. Felsefi ve etik, kişinin iyiliğinin (veya kötülüğünün) arkasında çalışan bir mekanizmadır. İyi bir insan iyi şeyler yapar ama iyi bir felsefeye sahip kişi neden iyi olduğunu bilir. Kötü bir insan kötü şeyler yapar, ama kötü bir felsefesi olan biri kasıtlı ve sistematik olarak kötüdür. Buradaki ayrımı, Jüpiterimizin bulunduğu burç, ev, açıları, hareketi ve yıldız etkileri belirler.

Kişisel ahlakımız, yaşam yolumuzun bir parçasıdır. Ama aynı şeyi sosyal bir ölçekle değerlendirmeye başladığımızda “hukuk”umuz oluşmaya başlar. İnsanların hepsinin çeşitli ahlaki yönleri vardır, bu nedenle her birimiz farklı prensiplere göre yaşarız. Ancak benzer insanları bir araya getiren bir tür çekim vardır. Benzer etik değerlere sahip insanlar birbirlerini bulma ve gruplar oluşturma eğilimindedir. Grup içindeki kişiler bir diğerini onaylarken aynı zamanda kendi ahlakını da onaylar ve güvende hisseder.

Etik değerlerimizi korumak için sözlü ya da yazılı yasalar çıkarırız. Yasalar, grubun kendisini ilk etapta tanımlayan, temel etiğe, değer vermeye devam etmesini sağlar. Örneğin kabileler, benzer eğitim ve fikirlere sahip bir grup insanın temelinde oluşur, bu da onların benzer ahlaka sahip olmasına neden olur. Bu ortak ahlakı, “yasalar” yaparak toplumsal olarak tanırlar. Ve bu onları başka bir kabileden ayıran bir özellik yapar. Küçük arkadaş gruplarından tutun, kabileler, şehir devletleri, krallıklar, ülkeler, toplumsal kuruluşlara kadar ve tüm diğerlerini yasaları ile birlikte düşünecek olursak, hazırlanış ve uygulanışla ilgili tüm kriterlerin belirleyicisi Jüpiter kalitesidir. Bu sebeple astroloji zamanın kalitesini ölçen matematiksel bir tabandır.

Jüpiter dinle de ilgilidir. Bu konuyu biraz açabiliriz.

Din karmaşıktır. Bu kadar karmaşık olmasının ana nedeni, insanların konuyu açık fikirli ve kabulü geniş bir bakış açısıyla tartışmaktan rahatsız olmalarıdır. Din çok yönlüdür. Yaygın olarak bilinen anlamda dinin amacı, insan ile Yaradan arasındaki bağı düzenlemektir. Jüpiter söz konusu olduğunda din, hukukun bir uzantısıdır. Bunun nasıl olduğunu anlamaya çalışırsak, Jüpiter ahlakla başlar. Benzer ahlaklar birbirine bağlanır ve etik haline gelir. Benzer etik değerlere sahip insanlar çeşitli isimlerde bir araya gelir ve ortak etiklerini yasalara dönüştürür.  Peki, hukuk bir sonraki aşamaya nasıl genişler? Kendisini otorite figürü olarak gördüğü yaratıcıya bağlayarak. Böylece hukuk dini gerekli kılmış olur. “Jüpiter dini temsil eder” ifadesi sıkça kullanılır. Ama bu biraz bitmemiş bir ifadedir. Din gerçekten de birçok yönü olan çok büyük bir olgudur. Aslında her gezegen, varoluşun farklı bir yönünü hatırlatmada önemli bir rol oynar. Ancak Jüpiter, dinin en baskın yönünü yaşatan gezegendir çünkü insanı, dinin yaratıcı tarafından düzenlenmiş bir yasalar sistemi olarak hareket ettiği gerçeğiyle yüzleştirir. İşte bu sebeple Jüpiter’in haritamızdaki konumu bizim dine yaklaşımlarımızı belirler.

İnsan temelinde iyicil bir varlıktır ve güzel potansiyellere sahiptir. Jüpiter enerjimizi en pozitif yönde yönetebilme, yayabilme kabiliyetimizdir. İdrakimizi geliştirerek büyütebilmek ve zihinsel evrimimizi aydınlanma yolunda daim kılabilmek adına bizi teşvik eden yapıdır Jüpiter. Genişlemektir, büyümektir.

Unutmamak gerekir ki, doğru yönetilen Jüpiter, hayatımıza maddi ve manevi kazançlar ve bereketler getirecektir.