14.4 C
İstanbul
Perşembe, May 9, 2024
okuryazarkitaplar
Image default
Antik-AArkeolojiKöşe & YazıManşetTarih

Türkiye’deki 7 Harika

Anadolu tarih boyunca bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir coğrafya. Bir zamanlar burada var olmuş her medeniyet kendi kültürünün simgesi olan harikulade eserler miras bırakmış. Günümüze ulaşan bu eserler sayesinde, ülkemiz adeta bir kültür mozaiğine dönüşmüş durumda. Bu yazımda, ülkemizdeki nadide eserlerden yedi tanesini sizler için derledim. Keyifli okumalar.

1- Göbeklitepe

Göbeklitepe

Türkiye’nin 7 harikasından ilki Şanlıurfa’nın Örencik Köyü civarında yer alan ve orta çıkışıyla dünya tarihini bilinenden çok daha eskiye götüren Göbeklitepe. Göbeklitepe en eski kült yapılar topluluğu olarak biliniyor. Araştırmalar sonucunda geçmişinin 12 bin yıl öncesine kadar uzandığı belirlenmiş. Yani meşhur Mısır Piramitleri’nden 7000 önce inşa edilmiş. Alman Arkeolog Claus Schmidt başkanlğında ortqya çıkılan Göbeklitepe,T şeklindeki 10-12 dikilitaşın belli bir düzende yerleştirildiği dairesel alanlardan oluşuyor. T biçimindeki taşların aslında insanı sembolize ettiği Ve üzerlerinde yer alan domuz,tilki, yılan ve akbaba gibi hayvan figürlerinin atalar kültüyle bağlantılı olabileceği belirtiliyor. Alanı ortaya çıkaran Profesir Schmidt’e göreyse Göbeklitepe hayatı ve bereketi sembolize eden kadın figürlerinin eksikliğinden ötürü ölüler kültüyle alakalıydı. D tapınağındaki başsız insan figürü, kafası kopmuş insan heykeli ve hediye taşıyıcısı olarak isimlendirilen ve elinde insan kafasını taşıyan diz çökmüş bir figür Schmidt’i doğrular nitelikte. Alanın henüz yüzde 5 civarının ortaya çıkarıldığını düşünürsek, ilerleyen çalışmalarla birlikte yapılar topluluğunun işlevi konusundaki soru işaretlerinin ortadan kalkmaya başlayacağını söyleyebiliriz.

2-Truva Antik Kenti

Truva Antik Kenti

Kent, ülkemizin en ünlü arkeolojik alanlarından biri. Dünya çapındaki bu şöhretini, Homeros’un meşhur İlyada Destanı’nın konusu olan Truva Savaşı’nın gerçekleştiği yer olması. 9 katmandan oluşan antik kent, Çanakkale merkeze 30 km uzaklıkta yer alan Hisarlık Tepesi’nde yer alıyor. 1870’lerde arkeolog Schillman tarafından keşfedilen kentin hazinesi de dahil kıymetli eserlerinin çoğu, yine kendisi tarafından yurt dışına kaçırılmış. Şu an dünyanın en büyük müzesi olan Rusya’nın Saint Petersburg Kenti’nde sergileniyor. Daha sonraki yıllarda yapılan kazılarda bulununan eserler ise antik alan içerisindeki Troya Müzesi’nde yer alıyor.

Truva Savaşı’nın çıkış sebebi ise tarihteki ilk güzelik yarışması aslında. Aşil’İn anne babası tanrıça Thetis ve Peleus’un düğününe anlaşmazlık tanrıçası Eris davet edilmez. Buna içerleyen tanrıça altın bir elma hazırlayarak en güzel tanrıçaya verilmesini ister. Afrodit, Hera ve Athena elmaya kimin sahip olacağı konusunda anlaşmazlığa düşer. Bunun üzerine baş tanrı Zeus, seçimi yapması için tanrıçaları İda Dağı’nda yaşayan Paris’e gönderir. Her tanrıça kazanmak için farklı vaatler sunar. Hera iktidar, Athena bilgelik, Afrodit ise dünyanın en güzel kadını Spartalı Helen’i vaat eder. Paris bunun üzerine Afrodit’i seçer. Afrodit de Helen’i Paris’e aşık eder. Bir süre sonra abisi Hektor ile Sparta’yı ziyaret eden Paris orada Helen’i görür. Ziyaret esnasında birbirine aşık olan çift birlikte Truva’ya kaçarlar. Bunu öğrenen kral Menelaus, Miken Kralı abisi Agamemnon ile birlikte Truva Kapılarına dayanır ve kraliçeyi iade etmeyen Truva ile 10 yıllık zorlu bir savaşa tutuşurlar. 10 yıl sonunda İthaka Kralı kurnaz Odysseus’un tertipi olan Truva Atı sayesinde savaşı Yunanlılar kazanır ve muhteşem Truva yok olur. İşİn ilginç yanı, uğruna 10 yıl savaşılan Helen savaş sonunda kocası Menelaus’a geri döner…

3-Efes Antik Kenti

Efes Antik Kenti

Ülkemiz ile ilgili turizm görsellerinde en çok yer alan, dünya çapında en çok bilinen kültür miraslarından biri de Efes Antik Kenti. Kent İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alıyor. Attika ve İyonyalı kolonistler tarafından MÖ.10.yüzyılda kurulmuş. Klasik Çağ’daki 12 İyon şehir devletinden biri olan Efes, MÖ 129’dan itibaren Roma hakimiyetine girmiş.

Efes kentinde ana tanrıça kültü hakimmiş. Şehrin koruyucu tanrıçası ise Artemis’miş . Zaten şehrin en önemli eseri ,dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı tanrıçaya ithafen inşa edilmiş. Artemis baş tanrı Zeus ve Likya Bölgesi ana tanrıçası Leto’nun kızı,güneş tanrısı Apollon’un ikizi olan avcılık ve ay tanrıçası. Efes’İn hamisi Artemis ise evrim geçirerek ticaret ve göç yoluyla bölgeye gelmiş,Anadolu’nun ana tanrıçası Kibele’den dönüşmüş ana tanrıça. Tanrıça adına yapılan Artemis Tapınağı, MÖ.336’da Herostratus ismindeki bir kundakçı tarafından yakılmış. Sonraki yıllarda yeniden ayağa kaldırılsa da , Got saldırıları ve Hristiyan Roma döneminde tahrip edilerek tarihe karışmış. Efes’in diğer önemli eserleri Celsus Kütüphanesi ve anfi tiyatro. Efes Hristiyanlık için de oldukça önemli. Efes Yuhanna İncili’nin Vahiy bölümünde geçen, kıyamet öncesi haber verilecek olan Asya’nın 7 kilisesinden biri. Burada kiliseden kasıt o bölgede yaşayan Hristiyan topluluğu. Yine Hz. Meryem’ tanrı annesi ünvanını Ms.431 yılındaki Efes konsülünde almış. Hem antik çağ hem erken Hristiyanlık döneminin önemli kentlerinden olan kent, 2015’ten itibaren UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.

4-Hattuşaş Antik Kenti

Yazılıkaya

Hattuşaş ,Anadolu’nun kadim medeniyetlerinden olan Hititlerin Geç Tunç Çağı( MÖ 1550-1200) dönemindeki başkenti. Kent Çorum il merkezine 82 kilometre uzaklıkta yer alan Boğazkale ilçesinde yer alıyor. Yapılan kazılar sonucunda Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat,Roma ve Bizans dönemine ait kalıntıların yer aldığı 5 katman ortaya çıkarılmış. Katmanlar Aşağı Kent, Yukarı Kent, Büyük Kale (Kral Kalesi), Yazılıkaya’dan oluşuyor.

Hattuşaş’taki kalıntılar ilk defe Fransız Arkeolog Charles Texier tarafından keşfedilmiş. Ardından 906’da Alman Hugo Winckler ile istanbul Arkeoloji Müzesi’nden Thedor Makri Bey çivi yazısı ile yazılmış büyük bir Hitit arşivi bulmuşlar. Tarihteki ilk yazılı anlaşma olan ve Mısır Firavun’u 2.Ramses ve Hitit Kralı 2. Mutavalli arasında imzalanan Kadeş anlaşması yine Hattuşaş’taki Büyük Tapınak’ta bulunmuş. Antik Kentte Arslanlı Kapı, Sfenksli Kapı, Büyük Tapınak ve Yazılıkaya gibi önemli eserler yer alıyor.Bunların en önemlisi ve en çok bilineneni ise Yazılıkaya . Anıt Hattuşaş’ın 2 kilometre kuzeydoğusu’nda yer alan bir açık hava tapınağı aslında. Büyük Galeri ( Oda A) ve Küçük Galeri( Oda B) olmak üzere iki kıısmdan oluşan kabartmalarda Hitit Panteonu’nun baş tanrısı olan Fırtına Tanrısı Teşup, eşi Tanrıça Hepat olmak üzere tanrı ve tanrıça kabartmalarıyla birlikte, İmparator 4.Tuthaliya’nın kabartmaları yer alıyor. Yazılıkaya’nın fonksiyonu üzerine değişik görüşler mevcut. Galerilerin önlerini kaplayan tapınaklara ait temel kalıntılarının etkisiyle dini ritüel alanı olması muhtemel olmakla beraber, 4. Tuthaliya için yapılmış bir mozole olabileceği de düşünülüyor.

5- Aspendos Antik Tiyatrosu

Aspendos Antik Tiyatrosu

Aspendos Antalya’nın Serik ilçesinde yer alan ve antik tiyatrosu ile meşhur bir Akha ( Homeros’un İlyada Destanı’nda geçen eski Yunan halkları) kenti. Akhalar tarafından MÖ 10.yüzyılda kurulmuş. Önemli bir ticaret ticaret yolu üzerinde yer alması ve Köprüçay Irmağı ile limana bağlandığından her daim göz önünde, ele geçirilmek istenen bir kent olmuş. Şehir MÖ.5 yüzyıla kadar Pers hakimiyerinde kalmış. MÖ’deki Eurymedon Savaşı ile Yunanlılar kenti geri almış. Büyük İskender Anadolu’yu geçerken Aspendoslular kendisine direnç göstermişler. Güçleri tükenince teslim olmuşlar ve İskender burada yetiştirilen meşhur atlar ve altın ile vergilerini ödemeleri karşılığında Aspendosluları bağışlamış. İskenderi’in ölümünden sonra generallerinden Ptolemaios’un ( Kleopatra’nın da mensup olduğu Ptolemi hanedanının kurucusu) hakimiyetine geçen kent en parlak dönemini Roma zamanında yaşamış.

Aspendos’ta hamam,agora ve bazilika gibi önemli yapılar bulunsa da, kentin en meşhur yapısı Romalılar tarafından MS 2.yüzyılda inşa edilen anfitiyatro. Aspendos Tiyatrosu Anadolu’da Roma döneminden kalanlar içinde günümüze ulaşan en sağlam ve eski tiyatro olma özelliğini taşıyor. Döneminde 15-20 bin kişiyi ağırlayabilen tiyatro, MÖ 2.yüzyılda Aspendoslu Theodorus’un oğlu Zenon tarafından inşa edilmiş. İnşa imparator Tius zamanında başlamış ve aynı zamanda Stoacı filozoflardan da biri olan imparator Marcus Aurelius tarafından tamamlanmış. Her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği tiyatro zaman zaman konser ve diğer kültürel etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.

6-Ayasofya Camii

Ayasofya Camii

Ayasofya tüm ihtişamıyla İstanbul’un, hatta dünyanın en güzel yapılarından biri. İsmi  kutsal bilgelik anlamına geliyor. Günümzdei Ayasofya 3. Ayasofya aslında. İlk Ayasofya’nın inşasına 337 yılında İstanbul’u Roma’nın başkenti ilan eden ve Hristiyanlığı resmi din olarak kabul eden  imparator Büyük Konstantin tarafından başlanmış ve 360 yılında oğlu 2.Constantin döneminde tamamlanmış. Ahşap çatılı olan yapı bir isyan sırasında yanmış. İkinci Ayasofya 415 yılında imparator Theodosius tarafından yaptırılmış. Lakin 532’deki Nika Ayaklanması sırasında isyancılar tarafından yakılıp yıkılmış. Üçüncü Ayasofya ise imparator Justinanus tarafından 537’de yaptırılmış.

Yapı Bizans’ın en büyük kilisesi olmakla beraber, kutsal emanetlerin de muhafaza edildiği çok özel bir dini yapı haline gelmiş.İmparatorların taç giydiği kilise, Ortodoks Patrikliğinin de ilk merkeziymiş Ayasofya’ya maalesef 1204-1261 yılları arasındaki Latin İşgali sırasında bir hayli zarar görmüş. Bir çok kutsal emanet yurt dışına kaçırılmış,süslemeler sökülmüş ve değerli eşyalar çalınmış. 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in şehri almasıyla camiye dönüştürülmüş. Bugün Ayasofya’nın hala ayakta olmasını Osmanlı tarafından, özellikle Kanuni ve oğlu 2.Selim dönemlerinde Mimar Sinan tarafından yapılan restorasyonlara borçlu diyebiliriz. Bugün koca Sinan’ın yaptığı sağ cephedeki 2 kalın minare ve çevresindeki uçan payandalar sayesinde büyük kubbesinin ağırlığı dengelenmiş. Camii’de aynı zamanda pek çok gizli sembol ve sır da bulunuyor. Bunları keşfetmek için linke tıklayıp vlogumu izleyebilirsiniz. https://www.youtube.com/watch?v=rBYIjmswles

Yaklaşık 500 sene Osmanlı’nın camii-i kebir’i olan Ayasofya, 1935 yılında müzeye çevrilmişti. Bu tarihten 85 yıl sonra 10 Temmuz 2020’deki Bakanlar Kurulu kararıyla yapı tekrar camii olarak ibadete açıldı. Günümüzde hem ibadet hem de turizm amacıyla dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.

7- Sümela Manastırı

Sümela Manastırı

Ülkemiz sınırları içerisinde yer alan en ikonik yapılardan biri de, Trabzon’un Maçka İlçesi Altındere Vadisi’ndeki Sümela Manastırı. Manastır deniz seviyesinden 1150 yükseklikteki konumuyla oldukça etkileyici bir görüntü sunuyor. Manastır MS 365-395 yılları arasında, Rum Ortodoks kilise ve manastır kompleksi olarak inşa edilmiş.Sümela isminin kökenie dair ise farklı görüşler var. Sümela’nın Yunanca siyah anlamına gelen Melas’tan türediği söyleniyor. Siyah rengin de buradaki koyu renkli dağlardan veya içindeki siyah renkli Meryem Ana ikonasından gelmiş olabileceği düşünülüyor. Osmanlı döneminde de statüsünde bir değişiklik yapılmayan manastır padişahların fermanlarıyla ibadethane statüsünü korumuş. Hatta Yavuz Sultan Selim şehzadeliği döneminde manastıra 2 büyük şamdan hediye etmiş.

Manastır, 1916-1918 yılları arasında bölgede bağımsız bir Pontus devleti kurmak isteyen isyancıların karargahı haline gelmiş. Nüfus mübadelesi ile bölgeden gönderilen Rum nüfustan dolayı önemini yitirmiş ve yakın zamandaki restorasyona kadar adeta kaderine terk edilmiş. 2010 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin izni ile Hristiyanlarca Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü olarak kabul edilen ve kutsal sayılan 15 Ağustos günü 88 yıl aradan sonra ilk ayin düzenlenmiş, ayini İstanbul Rum Ortodoks Kilisesi  Patriği 1.Bartholomeos yönetmiş. Manastırda Meryam Ana’nın doğumu, tapınağa sunuluşu,ölümü,Hz.İsa’nın doğumu, Hz.Adem’in yaratılışı,cennetten kovulması başta olmak üzere pek çok önemli dini olayı anlatan etkileyici freskler bulunuyor. Her ne kadar çıkması bir hayli zor ve yorucu olsa da buna değecek eşsiz bir yapı.

İlgili Haberler

Hıdırellez

okuryazarkitaplar

İzmir Mitoloji ve Masal Festivali Başlıyor

okuryazarkitaplar

Diyarbakır Lezzetleri

okuryazarkitaplar

Yorum Yap

Kitap, Sinema, Tiyatro, Edebiyat, Tarih, Mitoloji, Müzik, Resim, Gez Gör, Doğa Sporları, Aktüel Bilim, Anadolu, Dünya Mirası, Festival, Fuar, Sergi, Akademi, Yazarlar...