Hazırlayan: Kaynana Nebahat
(40 yıllık evlilik, 3 gelin, 1 Damat, 6 Torun)
“Bak evladım…
Kadın kısmının ağzından çıkan her kelime kulağa basit gelebilir ama anlamı genelde gizlidir.”
Bu sözlük, gelinliğin içine akıllı telefon sığdırmayı başaran bir kadının “Ne var ki canııım?” lafına cevap
vermeye yeltenen erkek milleti içindir. Oku, ezberle, yoksa ömür boyu “BIŞEY YOK” a maruz
kalırsın.
“İYİ.
Sanma ki her şey yolunda. Bu laf, “İçim içimi yiyor ama konuşmaya değmezsin”dir. Tartışma buraya
gelmişse bitmişsin sen oğlum, haberin yok demektir. Maçta 90+6’da gol yemişsindir. Aman ha sessiz
kal. Sakın ama sakın “iyisin iyisin maşallah” deme. Kafana ütüyü yersin.
“Beş Dakika.”
Türk kadınının “Zaman” algısı Einstein’ı mezarında ters döndürür. Beş dakika = 37 dakika + 1 makyaj
- “Hangisi daha çok yakıştı?” diye üç tur giysi değişimi. Futbolun ikinci yarısı bitecek o hâlâ
“Hazırım!” dememiştir. Hazır değildir, unut sen onu.
“BIŞEY YOK.”
Yakar top gibi. Gerçekte “NE YOK Kİ.” Şimdi yüz ifadesine bak: Kaşlar çatık mı? Dudak bükülmüş
mü? Eyvah eyvah, o hemen zaman kaç oradan! Çünkü bu “bişey yok”, birazdan “Bundan da mı
anlamıyorsun?”a evrilir. Ve sonunda “İYİ.” gelir. Her şey birbirine bağlı.
“Hadi yap (kaşlar kalkık).”
Bu bir izin değil. Bu bir tuzaktır. “Yapsana, hadi.” der ama sen yaparsan gitti ilişki. O kaşlar ‘Fetret
Dönemi’ başlatır. Derhal geri adım at, pasifleş, Netflix aç. Hayatta kalmanın tek yolu bu.
“Hadi yap (kaşlar normal).”
İlk başta “Ohh tamam” dersin ama beş dakika sonra mutfaktan gelen tencere sesiyle neye uğradığını şaşırırsın. Kafanda dolap kapağı patlar. Hemen “Ben bi hata yaptım ama bilmiyorum ne” moduna geç. Bekle. Bağlantıyı kendin kuramazsın.
(İç çekiş – yüksek sesli)
“Offf…” sesi var ya? İşte o ses, “Nasıl böyle biriyle hayatımı geçiriyorum ya Rabbim?” demektir.
Cümleyle anlatılsa acısı bu kadar olmaz. Bu ses, derinlerde erkekliğini sorgulatan bir yankıdır.
Duymamazlıktan gel çünkü konuşmak istese zaten “BIŞEY YOK” derdi.
(İç çekiş – hafif)
Ahh… Şimdi güzel bir şey başardın. Sakın kıpırdama. Öyle kal. Yüzünü bile kaşımadan devam et. Şu
an “sakin kal ve yaşamaya devam et” evresindesin. Sessizlikle ödüllendirildin. Bozma.
“TAMAM.”
Kork. Kaç. Dua et. Çünkü bu kelime, “Senin cezanı ben değil, Allah verecek” anlamına gelir.
Dışarıdan masum, içten intikam soğuk servise hazır. Yakında başına öyle bir “hatırlatma” gelir ki,
bugünün tarihini ömür boyu unutmazsın.
“Yap istersen.”
Bak sana fırsat veriyor gibi duruyor ama aslında seni izliyor. Bu, “yap da gör gününü” demek.
Cümlede özgürlük tonlamada idam sehpası var. Yapma. Hemen TV aç, belgesel izle, bakkala git,
olmadı kıbleye dön dua et ama yapma.
“Sağ ol.”
Gerçekten teşekkür ediyor olabilir. Tebrikler. Şaşırma. “Ne demek hayatım” de ve hızla konuyu
değiştir ama sakın “Bir şey değil yaa, zaten sana yardım etmek görevim” falan deme. Altın madalya
aldın, çöpe atma.
“Çok sağ ol.”
Yandın. Bu teşekkür değil, direkt laf sokmadır. “Bravo alkışlıyorum” un kadıncası. Ardından bir iç
çekiş gelir. Sonra ne mi olur? Geri dön en başa: “BIŞEY YOK”.
“Anladın mı?”
Anlamadın ama “Evet, hayatım” de çünkü gerçekte o sana bir dil değil kural kitabı öğretti.
Anlamaya çalışma, sadece uygula. Zaten bu sözlüğü okumadıysan da geçmiş olsun.
Dipnot:
“Kadınlar çiçektir.”
Ama unutma, kaktüs de bir çiçektir hele ki yanlışlıkla üzerine basarsan vay haline…