“Dinlerken ney’ i gönlümün yaraları kanıyor,
Bu hüzünlü sesi kendi feryatları sanıyor…”
Ney dinleyip de gönül teli titremeyen var mıdır?
Ya da, dinlediğimizde bu kamışta bizim gönlümüzün en hassas duygularını harekete geçiren sır nedir? Marifet sazda mı? Yoksa nefeste mi?
Büyük düşünür Mevlana Celaleddin- i Rumi, ney’ in içli sesinin hissettirdiklerini tefekkür etmemizi ister.
Ayrılıklardan şikayet eden kim? Ney mi, ona üfleyen mi? Elbette mecazi ifadeyle, dünyada asıl vatanından uzakta gurbette olan insanın hüznü var bu feryatlarda…
Gurbet, hicret ve hüzün…
İnanan her insanın, seven, âşık olan her insanın ortak ve vazgeçilmez kaderi… Ezelden yazan böyle yazmış. Uzaklıkta yakınlığı, gurbette kurbiyeti bulan garip yolcunun gönül sızıları, neyde ince ve hüzünlü, yürek burkan inlemelere dönüşüyor.
Ulvi duygular sese intikal edince veya kaleme dökülünce, kalpteki derinliği sanki azalıyor. Fakat âşık maşuka derdini anlatmadan, duyurmadan edemiyor, sessiz kalamıyor. Eskiler, “Aşk ağlatır, dert söyletir.” diye boşuna söylememişler. Allah aşkı gurbetteki insanı öylesine sarıyor ve etkiliyor, sarhoş ediyor ki “mecnun” oluyor; beden kafesi bile ona dar gelmeye başlıyor. Kendisi gibi mecnunlarla derdini, aşkını paylaşıyor.
Seven rakip kabul etmez, kıskançtır. Oysa Allah’ ı sevenler, O’nun sevgisiyle yan yana gelerek, “Muhabbetullah” ile incelen gönülleriyle, ayrılık-gurbet çilesinde sabrı tavsiye ederek hüzünlü bekleyişle vuslatı özlüyorlar.
Yalnız acı bir lokma zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anadan, yardan, arkadaştan,
Diyor N.Fazıl Kısakürek. Terk- i dünya, Terk-i Ukba, Terk- i terk ile Hakkel yakin’i artıran “yolcu” varacağı menzilini gördükten sonra, kimi, kime, niye şikâyet etsin ki?
Hedefi, beklentileri büyük olanların büyük planları ve büyük yatırımları olmalıdır. Nimetin değeri zahmeti ölçüsünde olduğuna göre, büyük çilelerin, gurbetin ve büyük sabrın karşılığı da ona göre olacaktır. Örnek ve önder insan, vatanından, sevdiklerinden ayrılışın ızdırabını yüreğinde taşıyan Resulullah Efendimiz hicret ettiği mekândan bizleri selamlarken, bir gün bitecek olan bu gurbetin sonundaki noktayı işaretiyle yüreklerimizi serinletiyor.
“Ya Rabbi, hayır söylet, hayır konuştur,
Sevenlerini, sevdiklerinle buluştur.”
Sevgilimiz Peygamber Efendimiz: “Kişi sevdikleriyle haşrolacaktır.” buyuruyor. Bizleri yolumuzdan alıkoyan, “Maşukumuza” yaklaşmamıza engel olan şeyleri bırakıp, sevdiklerimizin, sevenlerimizin yanında yer almak için ne duruyoruz öyleyse?
Editör Neşe Kazan
Yazarın Kitabı



