Yazar Ahmet İnci
Yönetim, İletişim, Vergilendirme ve İpek Yolu’nun Ticaretteki Belirleyici Rolü
Uygur Türkleri, tarihte hem bozkırın dinamik yaşam tarzını hem de yerleşik şehir kültürünü bir arada başarıyla sürdürebilen nadir topluluklardandır. Göçebe hayvancılıkla uğraşan boylarla, İpek Yolu’nun kalbindeki vaha şehirlerini yöneten yerleşik halk arasında dikkat çekici bir iş bölümü, uyum ve karşılıklı bağımlılık vardı.
Bu yazıda, Uygurların bu iki yaşam tarzını nasıl yönettiğini, vergilerin nasıl toplandığını, iletişimin nasıl kurulduğunu ve İpek Yolu ticaretinin devlet düzenine nasıl yön verdiğini detaylı şekilde inceleyeceğiz.
Bozkırın Gücü: Göçebe Unsurların Devletteki Konumu
Uygur Kağanlığı ve sonrasındaki Turfan/İdikut Uygur Devleti’nde göçebe unsurlar, devlet için hayati öneme sahipti. Orhun–Selenga havzalarından Tanrı Dağları yaylalarına kadar uzanan geniş otlaklarda yaşayan bu topluluklar:
Ordunun at ve hayvan tedarikini sağlıyor,
Savaş dönemlerinde atlı asker olarak görev alıyor,
Devletin çevre bölgelerdeki sınır güvenliğini üstleniyordu.
Göçebe yaşam tarzı, şehirlerden ayrı olsa da Uygur devlet yapısında hem ekonomik hem de askerî açıdan temel taşı niteliğindeydi.
Vaha Şehirleri: Ticaretin, Kültürün ve Üretimin Kalbi
Yerleşik Uygur nüfusu, Orta Asya’nın ünlü vaha şehirlerinde yoğunlaşıyordu: Turfan, Beşbalık, Kuça, Kaşgar…
Bu şehirler:
Tarım üretiminin merkezi,
Budist ve Maniheist kültürün yayılma noktası,
Dokumacılık, çömlekçilik ve matbaanın geliştiği üretim alanları,
İpek Yolu ticaretinin ana durakları olarak işlev görüyordu.
Uygurların şehirli kesimi, gelişmiş bir bürokrasi ve kayıt sistemi sayesinde düzenli bir ekonomik ve sosyal yapı kurmuştu.
Devlet Yönetiminde Uyum: Göçebe ve Yerleşik Yapı Nasıl Dengeleniyordu?
Uygur yönetimi, iki farklı yaşam tarzını başarılı biçimde birleştiren ‘’çok katmanlı bir idari model’’ geliştirmişti.
Vaha Şehirlerinin Yönetimi
Başkentteki İdikut (hükümdar) ve merkezî bürokrasi tarafından yürütülüyordu.
Vergiler, ticaret düzeni, yazışmalar ve şehir yaşamına dair kararlar bu merkezden çıkardı.
Göçebe Unsurların Yönetimi
Göçebe boylar kendi **beyleri** tarafından idare edilirken, devletle olan bağları **tudunlar** (devlet görevlileri) tarafından sağlanıyordu.
Bu sistem, bozkırın özerk düzeni ile merkezin kontrolünü dengede tutuyordu.
İletişim: Bozkır ile Şehir Arasında Kurulan Etkili Ağ
Uygurlar, Orta Asya’da hızlı iletişim kurabilen sayılı devletlerden biriydi.
Ulak ve Menzil Sistemi
Göçebe bölgeler ile şehirlerarasına kurulan menzil (konaklama) noktaları sayesinde devlet haberleri hızla iletiliyordu.
Bu sistem, Çin kaynaklarında özellikle övgüyle anılır.
Yazılı ve Sözlü Emir Birlikteliği
Uygur bürokrasisi yazılı emirlerle çalışsa da göçebe bölgelerde emirlerin açıklanması için çoğu kez devlet ulakları veya tudunlar sözlü aktarıma başvururdu.
Bu, geleneğe uygun ama kayıtlı bir yönetim tarzı yaratıyordu.
Vergilendirme: İki Ekonomiye Uygun Çifte Model
Uygur devletinde vergilendirme, halkın yaşam tarzına göre şekillenmişti.
Yerleşik halkın vergileri
Vaha şehirlerinde yaşayan Uygurlar:
Tarım vergisi
Hane vergisi
Ticari faaliyetlerden alınan vergiler
Kervan gümrükleri ödüyorlardı.
Şehir vergileri düzenliydi ve devlet gelirlerinin temelini oluşturuyordu.
Göçebe halkın vergileri
Göçebeler genellikle hayvan ekonomisi üzerinden vergilendiriliyordu:
Sürü sayısına göre hayvan vergisi,
Deri, et ve süt ürünleri üzerinden aynî vergi,
Askerî hizmet karşılığı kısmi veya tam vergi muafiyeti.
Göçebeler çoğu zaman vergi yerine savaş gücü sağladıkları için devlet içinde özel bir statüye sahipti.
İpek Yolu: Uygurların Zenginliğinin Gerçek Kaynağı
Uygur şehirleri, Çin’den Orta Asya’ya ve oradan da İran–Anadolu hattına uzanan İpek Yolu’nun en kritik kavşak noktalarını kontrol ediyordu.
Bu ticaret ağı Uygur ekonomisini belirleyen temel unsurdu.
Kervan vergileri (gümrük gelirleri)
İpek, baharat, kâğıt, seramik ve değerli taşlar taşıyan kervanlar Uygur şehirlerinden geçerken:
Malların değeri üzerinden vergi,
Geçiş ücreti,
Yol güvenliği ve konaklama ücreti öderdi.
Bu gelirler devlet hazinesini güçlendiriyor, şehirlerin büyümesini sağlıyordu.
Kültürel Alışverişin Merkezi
Tüccarların getirdiği düşünce ve inançlar sayesinde:
Budist ve Maniheist kültür zenginleşti,
Uygur yazısı yaygınlaştı,
Matbaa ve çeviri faaliyetleri gelişti,
Şehirler Orta Asya’nın en önemli kültür merkezlerinden biri hâline geldi.
Göçebelerin Ticaretteki Rolü
Göçebe unsurlar, İpek Yolu güzergâhının güvenliğini sağlıyor; böylece ticaret kesintisiz işleyebiliyordu.
Bu görevleri karşılığında vergisel avantajlara sahip olmaları normaldi.
Sonuç: Uygurların Başarısının Sırrı
Uygurların tarihte bu kadar uzun süre ayakta kalmasının nedeni, iki farklı toplumsal yapıyı çatışmadan, aksine birbirini tamamlayacak şekilde birleştirmeleriydi.
Göçebe unsurlar, askerî güç ve hayvansal ekonomi sağladı.
Vaha şehirleri ticaret, tarım ve kültür ile devlete zenginlik kattı.
İpek Yolu ise tüm bu sistemin etrafında döndüğü ‘’ana arter’’ oldu.
Sonuç olarak Uygur devleti, hem bozkır hem şehir geleneklerini harmanlayan, Orta Asya’nın en özgün ve en başarılı siyasi modellerinden birini ortaya koydu.
Hüseyin BAY


