İnsan eski kaynakları okuyunca tarih ile alakalı ilginç gerçeklere ulaşıyor. Dukas Kroniğini okurken entresan bir bilgiye rastladım ve sizlerle paylaşmak istedim. Hepimizin bildiği üzere İstanbul 53 günlük bir kuşatmanın ardından 29 Mayıs 1453’te Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildi. Şehrin son direnişçilerden temizlenmesinin ardından Fatih ertesi gün Topkapı’dan ( Edirnekapı da deniyor) şehre giriş yaptı. Peki şehre giren padişah o mudur? Dukas Kroniği’ne göre hayır.
İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmed’in dedesi Çelebi Mehmet ( Fetret Devrini bitiren ve devletin ikinci kurucusu kabul edilen padişah ) Bizans İmparatoru Manuel Palelogos ile işbirliği yapıp şehre girmiş çıkmış ve imparatorun isteği üzerine kardeşi Musa Çelebi ile savaşmış. Musa Çelebi İstanbul’u kuşatınca zor durumda kalan imparator Manuel, Çelebi Mehmet’ten yardım istemiş. Eğer kardeşini yenerse Konstantinopolis’in kendisinin daimi dostu olacağını ve Osmanlı tahtına kendisinin geçeceğini söylemiş.
Çelebi Mehmet imparatorun teklifini kabul etmiş ve Üsküdar’a gelmiş. Kendisini burada karşılayan imparatorla birlikte şehre girmiş. Şehirde şanına 3 günlük şenlik yapılmış. 4. gün kuvvetleriyle çıkış yapıp kardeşi ile savaşmış. Kaybedip şehre geri sığınmış. İmparator onu teselli ettikten sonra tekrar saldırması için ikna etmiş. 2. saldırısında da başarısız olmuş. Bu sefer kuvvetlerini ikiye ayırıp şehirden çıkmış. Bir takım kovalamacanın ardından kardeşini mağlup etmesi mümkün olmuş. İki kardeşin mücalesi esnasında Karamanoğlu Mehmet Bey Bursa’ya gelerek Bursa’yı yağmalamış ve babaları Yıldırım Beyazıt’ın kemiklerini hamam külhanında yaktırmış…
Tarihimizle ilgili daha önce duymadığınız ilginç bir hikaye okumak isterseniz şu yazıma da göz atmalısınız:
