16.8 C
İstanbul
Cuma, May 10, 2024
okuryazarkitaplar
Image default
Manşet

Ortaçağdan Masallar

  Yazar: Çağlar DİDMAN  

Kral Bran’ın Yolculuğu

Dünya’da çok farklı kültürlerde gördüğümüz yolculuk mitleri, Joseph Campbell’in Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’nda da gördüğümüz, bireyin benliğini keşfettiği tekamül süreçleridir. Kral Bran’ın yolculuğu da bu tarz yolculuklara örnek teşkil etmektedir. Öncelikle yolculuğu kısaca anlatarak sembolik anlamları çözmeye çalışalım. Kral Bran ve arkadaşları denizleri keşfetmek adına uzun bir yolcuğa çıkarlar Bu yolculuğun başlangıcında dalgaların tanrısı Manannan Mac Lir kendilerine yardımcı olur. Kral ve arkadaşları yolculukları esnasında değişik yerlere gidip buralarda bir süre kalırlar. Kadınlar Adası’na geldiklerinde orada çok mutlu olurlar ve burada uzun süre kalmaya karar verirler. Bir süre sonra evlerini özleyip geri dönmeye karar verirler, ama bunun için adanın kraliçesinin iznini almaları gerekmektedir. Kraliçe aslında gitmelerini istemese de izin verir, lakin onlara bir uyarıda bulunur. Gittikleri hiçbir yerde karaya ayak basmamaları gerekmektedir. Grup İrlanda’ya varınca içlerinden birisi kraliçenin uyarısını unutarak karaya ayak basar ve küle dönüşür. Bran bu arada kıyıdaki bir balıkçıya selam vererek öyküsünü anlatır fakat çok yaşlı bir adam haricinde kimse onu hatırlamamaktadır. Daha sonra kral tekrar yolculuğa çıkar ve bir daha izine rastlanmaz.

Game of Thrones 8. sezon - Bran Stark Winterfell'deki avluda

Kral Bran ve arkadaşlarının ziyaret ettikleri her ada aslında inisiyasyon geçirdikleri mekanlardır. Kadınlar Adası’nın kraliçesinin gitmelerine izin vermemesi ise öğretinin tek bir kaynaktan alınması gerektiğini simgeler. Aksi takdirde öğreti dejenere olacak, hem alan kişiyi hem de paylaştığı kişileri felakete sürükleyecektir. Kral ve arkadaşları adaya bastıkları zaman artık o toprağın ve halka ait olmuşlar ve bütünleşmişlerdir. Başka bir yere gitmeden oraya ait olarak yaşamalıdırlar. Kraliçenin izin vermemesi de bu yüzdendir. Yaptığı uyarı ise ezoterik örgütlerdeki hak etmedikleri bilgiye ulaşmamaları için yasak koyulan üyeleri anımsatmaktadır Herhangi bir ezoterik örgüte giren kişi, hiyerarşiye saygı göstermeli ve tekamül sürecinde ilerleme göstermeden hak etmediği bilgiye talip olmamalıdır. Aksi takdirde cezalandırılır ve örgütten kovulur. Bunu Yunan Mitolojisi’ndeki İkarus’un öyküsünde de görmemiz mümkündür. İkarus babasının uyarılarını dinlemeyerek, balmumundan yapılan kanatlarıyla sürekli yükselmeye çalıştığı için bir süre sonra güneşe fazla yaklaşmış ve kanatları yandığı için düşüp ölmüştür. Aynı durumu Bran’ın hikâyesinde de görmekteyiz. Bran’ın adamlarından biri de yapmaması gereken bir şeyi yaptığı için yanarak yapılan her şeyi boşa çıkarmış olmaktadır. Kral ve arkadaşlarını kimsenin tanımaması ise, 7 uyurlar efsanesinde gördüğümüz gibi bir çeşit zaman kaymasına işaret olabilir.

Mael Duin

Máel Dúin Merlin 4. Bölüm

Máel Dúin, savaşçı şef Ailill Ochair Aghra’nın oğludur. Annesi, Ailill’in tecavüz ettiği bir rahibedir. Kısa bir süre sonra Ailill, bir kiliseyi yakan Leix’li yağmacılar tarafından öldürülür. Annesi Eoganacht Kraliçesi ile birlikte Máel Dúin’i büyütür. Mael Duin, koşma, mızrak atma ve ata binme gibi yarışlarda kimsenin bileğini bükemediği, yakışıklı bir delikanlıdır. Günlerden bir gün başarılarını çekemeyen bir genç ‘’ Kimsenin klanını, annesi ve babasını tanımadığı Mail Duin bizi her oyunda yeniyor’’ diyerek ortaya bir fitne atarak Duin’i küçük düşürmeye çalışır. Bunun üzerine derin bir üzüntü duyan ve içi içini kemiren kahraman yeme içmeden kesilir. Anne babasının kendisini yetiştiren kral ve kraliçe olduğunu sanmaktadır. Bir süre sonra kraliçe ona işin doğrusunu anlatır  ve kendisine babasının ölümüyle ilgili gerçeği açıklayacak olan gerçek annesine gönderir. Annesi ona gerçeği anlatır. Mael daha sonra babasının mezarının bulunduğu Dubcluain’e gider. Orada Brccne isminde bir keşiş ona babasının intikamını almasının onun vazifesi olduğunu söyler. Bunun üzerine Mael de intikam almaya karar verir. Lakin nereden başlayacağını bilemez Corcomroe’de yaşayan Nuca adlı bir Druid rahibesinden tavsiye alır. Rahibe ona babasını öldürenlerin korsan olduğunu ve İrlanda’nın batı kıyısına yakın bir yerde bulabileceğini söyler. Ayrıca bir de uyarıda bulunur. Yolculuğunda sadece 17 kişi onunla gelmelidir.( 17 rakamı özdisiplini,manevi farkındalığı, sorumluluğu ve bilgeliği temsil eder. Ayrıca kişinin zor işlerin ve edineceği tecrübenin ardından büyük başarı ve zaferler kazanacağına işarettir.Bu başarıların sonunda kişinin ismi ölümsüzleşir. Burada aslında kahramanın yolculuğu esnasında yaşayacağı tecrübelerden sonra tekamüle ulaşacağını ve inisiyasyonu tamamlayarak benliğindeki tanrısal tözü keşfedeceğini görüyoruz ) Mael kendisiyle gelecekleri titizlikle seçer ve hazırlıklarını tamamlar Tam yolculuğa çıkacakken 3 üvey kardeşinin yana yakıla bağırarak kendisiyle gelmek istediklerini duyar. Onlara eve gitmelerini ve sadece kayıkta olanların kendisiyle gelebileceğini söyler. Kardeşleri de eğer onları almazsa peşlerinden yüzeceklerini ve gerekirse boğulacaklarını söylerler. Mael’in bunun üzerine başka seçeneği kalmaz ve kardeşlerini de tekneye alır. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra kara bir adaya gelirler. Orada sarhoş olup bağırıp çağıran adamların sesini duyarlar. İçlerinden birisi Aill’i tuzağa düşürüp kiliseyi yakanlardan birinin kendisinin olduğunu söyler. Lakin adaya yaklaşacağı sırada çıkan fırtınadan dolayı sürüklenirler. Mael Druides’in ona verdiği öğüdü dinlemediği için pişman olur. Yollarına devam ederler. Tuhaf bir adaya varırlar Mael korsanların kaldığı ada burası mı diye bağırır. Bir süre sonra buranın katil dev karıncaların yaşadığı ada olduğunu anlarlar ve yollarına devam ederler. Bu sırada yemekleri tükenmiştir. Meyvelerle dolu ve kuşların cıvıldaştığı  bir adaya gelirler. Ortada herhangi bir insan izine rastlamazlar ve meyveleri toplayarak avlayabildikleri kadar kuş avlayarak teknelerine geri dönerler ve karınlarını güzelce doyururlar. Maceradan maceraya koşan ve değişik adalarda değişik canavar ve tuhaf şeylerde karşılaşan grup, bir süre kadınlar adasına varırlar. Kraliçe onlara burada kalırlarsa hiç yaşlanmayacaklarını ve hasta olmayacaklarını söyler. Onlar da bir süre kalmaya karar verirler. ( Burada da Bran’ın öyküsünde olduğu gibi bir kadınlar adası olduğunu görüyoruz. Bu adada şüphesiz inisiyasyon sürecinin bir parçasıdır.) Bir süre sonra Mael buradaki kalışlarına bir son vermeye karar verir. Esasında burada kraliçenin sevgilisi olarak hoş vakit geçimektedir, ama adamları onu huzursuz edip bu kararı aldırmıştır. Kraliçe ayrılacaklarını öğrenince çok sinirlenir. Sihirli bir iplik yumağı fırlatarak onları yakalar ve geri getirir.9 ay bu şekilde cebelleştikten sonra adamlarından biri yumağı yakalamaya razı olur. Yakaladığında kolunu keserler ve böylece yolculuklarına devam edebilirler. ( Kraliçe özünde inisiyasyon sürecinin baltalanıp dejenere olmaması için onların adada kalmasını ister. Çünkü öğreti tek bir yerden alınmalıdır. Bu yüzden onlara zorluk çıkarır. Yolculuklarına devam etmek isteyenler ise fedakarlıkta bulunarak, kendi organlarından bile vazgeçerek kendi kaderlerini kendi çizmeleri gerektiğine karar verirler. Burada aslında inisiyasyon süreci devam etmektedir. Henüz almaları gereken çok yol, çekmeleri gereken çok çile vardır. Bu sebeple ayrılmaları gerekir.) Yolculuklarına devam ederler ve adaların birinde bir keşiş ile karşılaşırlar. Keşiş onlara sahip oldukları hazineleri denize atmalarını söyler. Böylece evlerine dönebileceklerini, bilgeliğe kavuşacaklarını, fakat düşmanları ile karşılaşınca onları öldürmeyeceklerini söyler. Dediğini yaparlar ve aradıkları korsanları gördükleri ilk adaya varırlar. Burada babasını öldüren korsan Mael’e ellerini açarak yalvarır. Mael de onu bağışlar. Yolcuğun başlangıcına dönecek olursak Mael kardeşlerini yanına aldığı için babasının katillerini yakalayamadığını düşünmüştü. Aslında buradaki gecikme onun hayrına olmuştur. Eğer adaya ulaşabilse, çekmesi gereken çileleri çekemeyecek, inisiyasyonunu tamamlayamayacak ve dolayısıyla her şey boşa gidecektir. Böylece yolcuğunu tamamlamış ve bilgeliğe kavuşmuştur. Ayrıca korsanı öldürmeyerek günaha girmemiştir. Aslında burada farklı bir konuya da parmak basmak gerekir. Burada Mael kendisine yalvaran korsanı öldürmeyerek onun iradesine müdahele etmemiş ve tekamül hakkını elinden almamıştır. Yine en başta Druides’in vurguladığı 17 sayısıyla paralel olarak, çile çektikten sonra yolcuğunu tamamladığını ve isminin artık ölümsüz olduğu çıkarımını yapabiliriz. Bir bakıma isim sahip olmayı hak etmiştir. Bunun bir benzerini eski Türk toplumları ve Kızılderililerde görmek mümkündür. Hem Türk hem Kızılderililerde, inisiyasyonunu tamamlayıp olgunlaşmamışlara isim verilmemektedir. Mael gittiği son adada düşmanını öldürmeyerek bilgeliğe ulaştığını kanıtlamıştır. Böylece kahraman tekamülünü tamamlayarak evine dönmüştür. Son olarak Mael Duin’in yolculuğunda Bran’kinin aksine bir zaman kayması görülmemektedir. Döndüğünde anne babası( kral ve kraliçe) onu sevinçle karşılamış, oo da onlarla hasret giderdikten sonra başlarından geçenleri anlatmıştır.

Aziz Brendan’ın Yolculuğu

Kral Bran ve Mael Duin’in yolculuklarının Hristiyan versiyonu Aziz Brendan’ın Yolculuğu olarak karşımıza çıkmaktadır. Aziz Brendan MS.484 yılında İrlanda’nın güneybatısında yer alan Tralee’de doğmuştur. 5 yaşına kadar rahibe İta tarafından yetiştirilen Brendan, 6 yaşına gelince eğitiminde ilerlemek için Tuamlı Jarlath’ın yanına giderek tedrisatından geçmiştir. Eğitimini tamamlayıp keşiş ve rahip olduktan sonra Ardfert’e atanmış ve buradan sonra İskoçya ve İrlanda‘daki önemli manastırlarda uzun yıllar görev yapmıştır. Günlerden birgün Galway’deki kilisede kendisini esrarengiz bir keşiş ziyaret eder. Brendan’a batıda tanrının azizlere bahşettiği kutsal bir adanın varlığından söz eder. Bu adanın İncil’de yer yüzü cenneti olarak bahsedilen, ağaçların her daim meyve ile dolu olduğu ve güneşin her daim parladığı kutsal ada olduğunu söyler. Yaşlı adamın söylediklerinden hayli etkilenen Brendan, eğer bu tanrının isteği ise peşinden gidip onun gerçekleştirmesi gerektiğini düşünür. Ardından Brendan ve keşiş kardeşleri geleneksel İrlanda metotlarıyla bir kayık inşa ederler. Tekne bitince Brendan dua eder ve Baba-Oğul-Kutsal Ruh adına kardeşlerinini kayığa binmelerini ister. Ellerinde harita olmadan Kuzey Atlantik’in bilinmeyen engin sularına doğru maceralı bir yolculuğa çıkarlar ve tuhaf olaylara şahit olurlar. Örneğin dev buz kütleleri görürler ve çok etkilenirler. Çünkü daha önce kendi topraklarından hiç kimse bu devasa kütlelerle karşılaşmamıştır.Yine seyahatleri sırasında alevler çıkan dağlar görürler, hem korkarlar hem de çok etkilenirler. Yıllar sonra artık oldukça bitkin ve umutsuz bir şekilde seyahat ederlerken bir sis bulutu etraflarını sarar ve o esnada bir melek Aziz Brendan’ın kulağına sabretmelerini, gitmek istedikleri vaat edilmiş kutsal adanın hiçte uzak olmadığını söyler Ardından aziz arkadaşlarına moral verir ve yolculuklarına devam ederler. Gerçekten de kısa bir süre sonra kutsal adaya varırlar. Anlatıldığı gibi cennet gibi, değişik meyve ağaçlarının bulunduğu bir adadır. Adada 40 gün kadar kalırlar. Sonra bir melek gelerek tanrının adayı hemen bulmalarını istemediğini, çünkü okyanusun sırlarını keşfetmelerini istediğini söyler, Ayrıca artık vaktin geldiğini ve burada keşfettikleri meyveleri de alıp doğdukları topraklara geri dönmelerini söyler. Bunun üzerine geri dönerler. Hikaye yolculuktan yaklaşık 300 yıl sonra 9.yüzyıl civarı yazıya geçirilir. Navigatio Sancti Brendani adındaki eser, 1450’lerde matbaanın ortaya çıkışı ile birlikte kitap haline getirilerek tüm Avrupa’da okunur. Yolculuk 300 yıl sonra yazıya geçirildiği için baz anlatılanların hayal ürünü olduğu ve yine Mael Duin ve Bran hikayelerinin Hristiyanlaştırılarak yeniden yazıldığına dair görüşler bulunmaktadır. Lakin anlatılanların hepsinin yanlış olmadığı , aynı rotayı takip eden araştırmacılar tarafından kanıtlanmıştır Bu bağlamda buz kütlelerine Kanada’nın doğusunda, Volkanlara ise İzlanda civarında ratladıklarını ve yine sıcak soğuk su kaynaklarına sahip olarak tasvir edilen adanın Azor takım adaları olabileceği belirlenmiştir. Metinde geçen burnundan su çıkan dev deniz canavarlarının ise muhtemelen balinalar olduğu belirtilmiştir. 1480’lerde Kristof Kolomb Brendan’ın kilisesine gidip el yazmalarını incelemiş ve hikayesinin doğru olup olamayacağını araştırmıştır. Aslında hikayesine inandığını hatta Saint Brendan’ın çıkmış olduğu adayı aradığı söylenmektedir. Yolculukta anlatılanların büyük bölümü doğru olmasına rağmen, hikaye 300 yıl sonra yazıya geçirdiği hayali bazı öğelerin metne katılması muhtemeldir. Yukarıda belirttiğim gibi hikayenin aslında Bran’ın ve Mael Duin’in yolculuğuna Hristiyan öğelerin eklenerek yazıldığını söyleyen araştırmalar mevcuttur. Gerçekten de hikayeler arasında benzerlikler söz konusudur.. Üçü de belli bir amaçla yola çıkarlar. Bran denizleri keşfetmek, Mael babasının katillerini bulmak, Brendan ise tanrının vaat ettiği kutsal adayı bulmak için yolculuğa çıkmıştır. Her üç hikayede de tuhaf olayların yaşandığı esrarengiz adalara gidilmektedir. Mael Duin’de kahramanlara bir keşiş yol gösterirken, Brendan’ın hikayesinde işin içine melek girerek kutsallık başka bir boyuta taşınmıştır. İlk iki hikayede bireyin içsel yolcuğunu tamamlayarak içindeki tanrısal tözü keşfetme motifi, Brendan’ın yolcuğunda yerini Hristiyanlık inancına adanmışlık ile tanrının emrini gerçekleştirmeye dönüşmüştür. Brendan ve arkadaşlarının niçin böyle bir yolcuğa çıktıklarının cevabı ise o dönemin Hristiyanlı inancında aranmalıdır. O dönemin din adamları insanlıktan uzak yerlere giderek mümkün olduğunca tanrıya yakın olmaya çalışmışlardır. Bu da kendini yaratıcı güce  adamak, onunla bir olmak amacı taşımaktadır. Bu bağlamda da eski inanca dair öğelerin Hristiyanlığı etkilediğini varsayabiliriz. En nihayetinde Hristiyanlık içinde de farklı inançlar mevcuttur. Bunların içinde Gnostik inanca sahip kesimlerde bulunmaktadır. Eski inancın unsurları  bu topluluklar vasıtasıyla Hrsitiyanlık içinde varlığını sürdürmektedir. Son olarak, 3 hikayede bazı farklılıklar da söz konusudur. Bran hiçbir zaman geri dönmemiş, Mael ve Brendan ise evlerine geri dönmüşlerdir. Yine Bran’ın yolculuğundaki zaman kayması diğer iki hikayede görülmemektedir.

 

Kaynaklar

https://emeraldisle.ie/the-voyage-of-mael-duin

https://en.wikipedia.org/wiki/M%C3%A1el_D%C3%BAin

https://www.britannica.com/topic/Maelduin

Erhan Altunay- Kelt ve Germen Paganizmi

https://emeraldisle.ie/the-voyage-of-mael-duin

https://en.wikipedia.org/wiki/M%C3%A1el_D%C3%BAin

https://www.britannica.com/topic/Maelduin

https://www.youtube.com/watch?v=gmocr8TTz5Q&list=WL&index=130&t=84s

https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/dincer-guner/sayilar-ve-harflerin-gizemi-5895712/

İlgili Haberler

Antik Dünyanın Kehanetleri…

okuryazarkitaplar

Bir Çift Alyans

okuryazarkitaplar

Türk Mitolojisinde Yaratılış…

okuryazarkitaplar

Yorum Yap

Kitap, Sinema, Tiyatro, Edebiyat, Tarih, Mitoloji, Müzik, Resim, Gez Gör, Doğa Sporları, Aktüel Bilim, Anadolu, Dünya Mirası, Festival, Fuar, Sergi, Akademi, Yazarlar...