Yazan: Bike S. Demirkız
GERÇEKTEN BİR KUYRUKLU YILDIZ MI, YOKSA KOZMİK BİR MESAJ MI?
Gökyüzünde Yeniden Görünen Eski Misafir
Bilim insanları, 2025 yılı içinde bir kez daha şaşkınlıkla gözlerini gökyüzüne çevirdi: Yeni keşfedilen 3I/ATLAS adlı cisim, Güneş Sistemi’ne giren üçüncü “yıldızlararası ziyaretçi” olarak kayıtlara geçti.
Ne var ki bazılarına göre bu yalnızca bir kuyruklu yıldız değil, tarihin yankısıydı. Çünkü bu gök cisminin yörüngesi, binlerce yıl öncesine ait kaya çizimlerinde betimlenen “Işık Mızrağı’’na neredeyse tıpatıp benziyordu. Sanki tarihten dönüp gelen bir işaretti.
Güney Amerika, Orta Asya ve Anadolu’daki bazı arkeolojik alanlarda, gökyüzünü yaran uzun bir ışık izine dair tuhaf mağara çizimleri bulunmuştu. Bazı araştırmacılar bu sembolün, 3I/ATLAS gibi yıldızlararası cisimlerin geçmiş geçişlerine dair bir kayıt olabileceğini düşünmekte…
Antik toplumlar onu “Tanrıların Gözü”, “Ateş Yılanı” ya da “Dönüş İşareti” olarak adlandırmıştı.
Kimi kültürlerde, bu tür gökcisimlerinin gelişi medeniyet değişimlerinin habercisi sayılırdı.
NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) verilerine göre 3I/ATLAS, yaklaşık 265.000 km/s hızla hareket eden, Güneş Sistemi’ne dış uzaydan giren bir cisim.
“3I” kodu, onun yıldızlar arası kökenli üçüncü nesne olduğunu gösteriyor: İlki Oumuamua idi, ikincisi ise 2I/Borisov idi.
3I/ATLAS, dev bir kuyruklu yıldız gibi davranmakta; ancak bileşimi, yörüngesi ve parlaklık dalgalanmaları onu klasik bir kuyruklu yıldızdan farklı kılmaktadır.
Bazı astronomlar cismin doğal olmayan bir simetriye sahip olduğunu, ışığı yansıtma biçiminin ise bilinen modellerle açıklanamadığını söylüyor.
Bilimsel açıklama hâlâ net değil. Ancak tarih boyunca her “açıklanamayan gök olayı” önce bir veri, sonra bir efsane, en sonunda da bir uyarı haline gelmiştir.
Arkeoastronomi uzmanlarına göre dünyanın farklı bölgelerinde yaklaşık her 5.500 ila 6.000 yılda bir benzer bir gökcisminin geçtiğine dair kayıtlar mevcut.
Mezopotamya tabletlerinde “göğü yaran ateşli hat”, Maya yazıtlarında “tanrıları geri getiren ışık yolu” ve Göbeklitepe taşlarında “uçan mızrak” sembolleri… Bu benzerlikler, 3I/ATLAS’ın tekrar eden bir ziyaretçi olabileceği ihtimalini güçlendirmekte…
Peki, bu yalnızca bir tesadüf mü, yoksa evrenin yazılımında programlı bir döngü mü?
Birçok ezoterik araştırmacıya göre, 3I/ATLAS gibi yıldızlar arası cisimler sadece madde değil, bilgi de taşır. Onlar, galaksiler arası “frekans kapsülleri”dir, yani bir tür kozmik mesaj taşıyıcısı olarak kabul edilir.
Bir ihtimal bu gökcismi, insanlığın titreşimini ölçen, uygarlaşma eşiğini test eden bir kozmik gözlemci görevi görmektedir. Belki de yalnızca bir kuyruklu yıldızdır. Gel gelelim tarih bize şunu öğretiyor: Her geri dönüşlerinde dünyada önemli değişimler yaşanmıştır.
3I/ATLAS şu anda Akrep Takımyıldızı civarında izlenmekte. Yörüngesi onu birkaç ay içinde Dünya’ya en yakın konuma getirecek. Astronomlar için bu, olağanüstü bir gözlem fırsatı. Ama insanlık için olası bir ayna…
Belki de bu cisim, ‘‘uygarlık döngüsünün’’ sınırını yeniden çizmek için burada. Tıpkı geçmişte krallıkların yıkıldığı, inançların değiştiği ve bilincin yeniden doğduğu dönemlerin hemen öncesindeki gibi…
Her ne kadar bilim onu “yıldızlararası bir buz ve taş parçası” olarak tanımlasa da 3I/ATLAS yalnızca evrenin kadim bir dilde söylediği bir kelime olabilir, o kelimeyse, bize şunu fısıldıyordur:
“Ben geri döndüm. Peki siz hazır mısınız?”
Editör:Hüseyin Bay


