Semra Caner
Kalp durursa yaşam durur, dedi Aslı. Ama beyin denen motor durursa bitkisel hayat başlar, yatağa bağlanılır, cihazlarla yaşama devam edilir, dedi Nesli. İkiz kardeşlerin “Görevimiz Tehlike” dizisinin ilk oynadığı yıllarda girdiği tartışmaydı bu. Yufka yürekliydi Aslı, gözyaşları her an akmaya hazır bir şekilde gözünün ucunda beklerdi. Aynı zamanda da kıskanç ve hırslıydı ama bunu asla belli etmez fakat intikamını bir şekilde alırdı. Nesli ise okumayı, düşünmeyi seven, uysal ve uyumlu biriydi. Ne var ki fıtratları başkaydı.
— Görevimiz Tehlike’de oynasaydım bilgisayar başında her şeyi ayarlayan rolü isterdim, dedi Nesli.
— En yakışıklı karakterde olmayı isterdim, dedi Aslı.
— Kalp en önemli organımızdır. Yaşam pompalar bedene, kan akışını tazeler, hücreleri yeniler, dedi Nesli.
— Beyin tüm vücudun dengesidir, her yaşamsal faaliyetin yöneticisidir, dedi Aslı.
— Kalpteki sevgi olmasa yaşamın bir manası kalır mı?

Aslı şöyle yanıtladı bu soruyu:
— Sevgi bu, mantık olmasa her yere konar, akıl mantıklı hareket eder, sevgiye yol, yön gösterir. Bazen keser o sevgiyi bazen de onu derinleştirir.
Nesli şöyle devam etti sözlerine:
— Doğru söylüyorsun ama Kanuni Sultan Süleyman sefer esnasında şehit düştüğünde o cesetten sadece kalbini getirdiler geriye, buna ne diyeceksin?
Aslı hemen cevabı yapıştırdı:
—İyi de dâhilerin mezarları açılınca kalpleri incelenmiyor, beyinleri inceleniyor. Mimar Sinan’ı düşün! Yaptığı eserler çok özel. Sadece ilhamla yapsaydı kalbi incelenirdi ama beyni incelenmiş.
Edison’unki de dedi, Nesli. Tartışmalar günler sürdü, ikna etmeyi başardı Nesli bir şekilde. Artık İkisi de beynin daha önemli olduğunu düşünüyordu. Ama yıllar zirveleşirken kalp dedi yüreği Neslinin. Kalp daha önemli. Ama sevgiyi sevdaya dönüştüren beyindir dedi içindeki ses bir muhalefetle. Peygamberi mağaraya götüren kalp olabilir ama peygamberliğe taşıyan ise akıldır, dedi yine kendi kendine. Nihayet karar verdi Nesli kalp bir başlangıçtı, beyin ise bir odak, bir varış yeriydi. Kalp tohumunu beyne atar beyin onu çimlendirir, büyütür, meyveye götürürdü. Her ikisi de ruhun birbirinden kıymetli iki elmas kanadıydılar.



