Türk-Japon Dostluğunun Sinemadaki Anlamlı Yansıması: Ertuğrul 1890
Tarih, yalnızca savaşlarla değil, insanlık örnekleriyle de yazılır. Türk-Japon ortak yapımı Ertuğrul 1890 filmi, iki ulusun yüzyıllara dayanan dostluğunu beyazperdeye taşıyor. Japon yönetmen Mitsutoshi Tanaka’nın yönettiği film, Türkiye ve Japonya arasındaki dostluğun başlangıcı kabul edilen iki önemli olayı bir araya getiriyor.
Filmin ilk bölümü 1890 yılında geçiyor. Osmanlı İmparatorluğu, Japonya’ya bir dostluk heyeti göndermek üzere “Ertuğrul” fırkateynini yola çıkarır. Ancak dönüş yolunda yaşanan fırtına gemiyi Japonya açıklarında batırır. Facianın ardından Japon halkı, sağ kalan Türk denizcilerine büyük bir yardım eli uzatır. Bu dayanışma, iki ülke arasında sıcak bir dostluğun temellerini atar.
Film, ikinci bölümünde izleyiciyi 1985 yılına götürür. İran-Irak Savaşı sırasında, Tahran’da mahsur kalan Japon vatandaşlarının Türkiye’nin yardımıyla kurtarılması anlatılır. Böylece tarih, bu kez Türk halkının Japonlara uzattığı yardım eliyle yeniden dostluğun gücünü hatırlatır.
Ertuğrul 1890, yalnızca tarihî bir olayın sinemaya aktarımı değil; iyiliğin, vefanın ve insanlığın evrensel bir anlatısıdır. Görsel gücü, sahne tasarımları ve duygusal yoğunluğu ile dikkat çeken yapım, Türk ve Japon sinemalarının iş birliği açısından da örnek bir film olarak öne çıkıyor.
2015 yılında hem Japonya’da hem Türkiye’de gösterime giren Ertuğrul 1890, iki halkın birbirine uzattığı yardım elinin ne kadar kalıcı bir bağa dönüşebileceğini gösteriyor. Bir deniz kazasından doğan dostluk, 125 yıl sonra sinemada yeniden hayat buluyor.



