14.6 C
İstanbul
Cumartesi, May 11, 2024
okuryazarkitaplar
Image default
ManşetAnadoluGelenekselYeniler

Oya

Aysen SOYSALDI

Oya örme teknikli, süs veya süsleme objesidir. İğne oyaları ise ince ve zarif görüntüye sahip olmanın yanında, üçüncü boyuta sahip plastik sanat boyutuna ulaşan örneklere sahiptir. Türk hayat tarzında, annelerin kızı için hazırladığı sandık çeyizi evlenme geleneğinin önemli bir kısmıdır. İğne oyası maharet gerektiren bir beceri olduğu için hazırlanan çeyiz işlerinde de önemli yer tutar

“Oy, oya, uya, oyu” kelimeleri aynı kökten gelen, ağız farkı olan sözlerdir ve dolayısıyla oya Türkçe bir kelimedir. Oya yabancı dillerde tam karşılığı olmayan maddi kültür ürünüdür. Türk dilinde bir kıza güzelliğin ve zarafetin simgesi olarak “Oya” adı verilir veya güzelliğin ifadesi için “oya gibi” benzetmesi yapılır. Avrupa dillerinde lace adı verilen dantel örgüler, iki boyutlu yüzey oluşturan tığ, şiş ve iğne ile Gönen İğne Oyaları ve Oya Pazarı 162 yapılan düğümsüz ilmekli örgülerdir. Dolayısıyla “lace” terimi “oya”nın değil “dantel”in karşılığıdır. İğne oyası ise düğümlü ilmekle, ince sık örme tekniği ile tek başına takı veya aksesuar olan ve giyimi ve eşyayı süsleyen bir zanaatın sanata dönüşen örnekleriyle dantelden çok ileridir.

Türk iğne oyaları iki ve üç boyutlu stilize motifleriyle dünyada eşsiz bir zarafete sahiptir. Üç boyutlu oyalar Türk kadınlarının ince zevkinin tezahürü olarak tabiattaki çiçeklerin envai çeşidinin adeta kopyasıdır. Bu oyalar çift iğne de denilen sık düğüm örgülü, dalı, yaprağı, çiçeği, tomurcuğu hatta meyvesi olan iğne oyalarıdır. Genellikle ipek üretimi yapılan yörelerde ipek iplikle örülüp, örgü içinde yürütülen at kılı ile üç boyutlu şekillendirilip, plastik değer kazandırılır. İğne oyası örnekleri çevre, mevlit-namaz başörtülerini, ipek şifonla yapılan bebek yüz örtüsü kenarlarını, para, saat veya mühür keselerini, sözü kesilen kızların ipekli söz mendili kenarlarını veya Yörük kadınının göynek yakasını süslemekte ve Türkiye’nin hemen her ilinde bulunmaktadır. Aysen Soysaldı 163 Fotoğraf 2. Oyalı para kesesi, kadın göynek yakalığı ve yazma oyası, Burdur Müzesi. İğne oyaları sandık çeyizinin en zarif ve sanatlı işleri olmakla birlikte damat ailesine verilen hediyelerin en değerlileridir. İğne oyaları teknik ve kullanım alanı bakımından iki grupta ele alınabilir. Birinci grup iğne oyaları üç boyutlu, tabiatı kopya eden, ince, katmerli ve çok renkli detaylardan meydana gelmektedir. Oyalar Batı Anadolu giyim-kuşam kültürünün vazgeçilmez ve en belirgin unsurudur. Gelin tacı ve kadın fes oyaları , göynek yakalığı , Zeybek/efe başlığı ve yazma oyaları süsleme ve süslenme elemanı olarak kullanan kişinin statüsünü ve medeni halini ifade eden sembolik anlamlar taşıyan birer takıdır. El sanatlarının ve Türk etnografyasının zirve yapan üstün örnekleri olan bu oyalar birçok müze ve özel koleksiyonlarda yer almaktadır. İkinci grup iğne oyaları ise iki boyutludur. Bu oyalar dantel gibi yüzey oluşturmakta veya yüzey süslemektedir. Ev tekstili olan masa, sehpa ve dolap örtüleri tamamen oyadan meydana gelmekte, yatak takımları ve bazı örtülerin ara ve kenar süsleme elemanı olarak inanılmaz büyüklükte ve incelikte eserler üretilmektedir. Bu ürünlerin yanında hanımların başlarını süsleyen mevlit ve namaz örtülerinin kenarlarında vazgeçilmez süsleme unsurudur. İki boyutlu Türk oyalarının ilmekleri düğümlüdür. Oyaların desenleri bu düğümlerle biçimlendirilir. Böylece meydana getirilen oya yüzeylerde kolasız net görüntü ve kolay kullanım sağlanır.

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1398006

Oya Türleri

Ezgi KOÇ – Mine CAN

Oyalar, kadınların tüm duygu ve düşüncelerini, hayata bakışlarını, başlarından geçenleri kullanılan farklı renk ve motiflerle estetik biçimde hayata yansıttıkları bir süsleme sanatıdır. Gümüş ve Uray oyaları, kullanılan teknik ve gerece göre iki ayrı grupta ele almıştır. Kullanılan tekniğe göre oya türlerini şu şekilde sıralamıştır;

İğne Oyası: İğne oyaları, iğne üzerine ilmek alarak ve iğneyle ipliği oluşturulan ilmekten çekerek yapılmakta ve bu şekilde kare, üçgen, dikdörtgen şekiller oluşturulmaktadır. Oluşturulan ilmeklerin düzenli ve belirli aralıklarla tekrar edilmesine zürafa adı verilirken; örgü desenlerinin zürafaya tutturulmasına trabzan adı verilmektedir.
Tığ Oyası: Tığ ile zincir yapılarak örülmekte ve elde edilen zincirler birbirine eklenerek motif meydana getirilmektedir. Tığ oyasında birden fazla teknik kullanılmaktadır. Bunlar; dolgu tekniği, sık iğne tekniği, örümcek tekniği, zincir tekniği ve fıstık tekniğidir.
Firkete Oyası: Tığ ve firkete kullanılarak yapılmaktadır. U şeklindeki firkete üzerine iplik sarılarak yapılan oya türüdür. Firketenin aralığının geniş olmasına göre oyanın boyutu da değişmektedir. Firketeye sarılan ipliklerin birbirine tutturulması için tığ ile ortasından zincirlenir ve yeni oluşan yapı firketeden çıkarılmaktadır.

Mekik Oyası: Mekik ismi verilen araç ile ipliğin bu araca sarılmasıyla elde edilen oyalardır. Mekik oyası başlı başına yapıldığı gibi bir yere tutturularak da yapılabilmektedir. Gümüş ve Uray kullanılan gerece göre oya türlerini ise şöyle sıralamıştır;
Boncuk Oyaları: Bu oyalar sentetik iplik ya da ipek ve pamuk kullanılarak yapılmaktadır. İğne ve tığ ile yapılan bu oyaların uçlarına çeşitli boncukların eklenmesiyle boncuk oyaları elde edilmektedir.
Pul Oyaları: Pul oyaları da boncuk oyaları gibi aynı teknikte yapılmaktadır. Plastik pul, metal pul ve balık pulu gibi pul çeşitleri kullanılarak elde edilmektedir.
Koza Oyaları: Bu oyaların malzemesi koza ve ipektir. Bu oyanın ana motifleri kozalarla yapılmaktadır. İğne ve tığ ile örülmüş kısımlara ise sonradan eklenmektedir.
Yün Oyaları: Bu oyaların malzemesi yün ve çoğu zaman da pamuk ipliğidir. Bu oyaların bir kısmı iğne ve tığla örülmekte ve daha sonra başka yerde işlenmiş kısma eklenerek meydana getirilmektedir.
Mum Oyaları: Bu oyaların motifleri renkli mumlarla yapılmaktadır. Böylelikle diğerlerinden daha kolay ayırt edilebilmektedir. Isı ve dokunmalardan ötürü kolay bozulabildikleri için çeşitleri oldukça azdır.

Halk Kültüründe Oyaların Yeri

Oyalar Anadolu’nun her yöresinde onları icra edenlerin elinde kültürel ve sosyal etkenlerle bağlantılı olarak farklı isimler almaktadır. Folklorik açıdan bakıldığı zaman oyalar insanımızın duygu ve düşüncelerini sözle ifade edemediği veya söyleyemediğinde, sözsüz iletişim aracı olarak anlam yüklü motiflerle karşımıza çıkmaktadır. Oyalar Türk halk kültüründe pek çok mesaj barındıran, sembolik anlamlar taşıyan el sanatı ürünleridir. Yörelere göre çeşitli anlamlar taşımakla birlikte Anadolu’da sümbül aşkın, umudun ve bekâretin sembolüdür. Âşık olan genç kızlar mor renkli sümbül oyaları, nişanlı olan kızlar ise pembe renkli sümbül oyaları olan yazmalar takarak gönül durumlarını belli etmektedirler. Beyaz renkli sümbül oyası ise kızların sevgililerine temiz duygularla bağlı olduğunu göstermektedir. Nergis motifli oya umutsuz kadını, badem çiçeği motifli oya ise kızların sevdiği gençle evlenecek olmasını simgelemektedir. Kocasıyla arası bozuk olan kadınlar ise biber baharı oyası kullanırken; biber motifli oya yazması takan gelinin ise mutsuz olduğunu göstermektedir. Halk kültürü içerisinde eşinin gözünün dışarıda olduğunu göstermek isteyen kadın iki farklı renkte gül oyası işlemektedir. Gelinler erik çiçeği oyası kullanırken, genç hamile kadınlar müjde oyası, çocuğu olmayanlar ise yas oyası işleyip yazmalarında kullanmaktadırlar.

Anadolu kadın başlıklarında oyalar, geleneksel baş süslemeleriyle birlikte kullanılan bir sanat sahası oluşturmuştur. Orta Asya ve Anadolu uygarlıklarının birbirinden etkileşerek zengin bir sentez oluşturduğu Anadolu kadın baş süslemelerinde; fes, tepelik, hotoz, takke, tepelik gibi çeşitli isimlerle anılan başlıklarla birlikte oyaların kullanıldığını sınırlı da olsa gözlemlemek mümkündür. Geleneksel giyim-kuşam kültürünün devam ettiği bazı bölgelerde, gündelik yaşamda veya düğün ya da kına gecesi gibi özel gün ve gecelerde bu başlıkların oyalı krep ve yazmalarla birlikte kullanıldığı bilinmektedir. Günümüzde hatıra olarak saklanan bu başlıklara sınırlı da olsa rastlamak mümkündür.

Anadolu’ya göç ederek gelen Türkler, kendilerine has giyim şekilleriyle birlikte bu kıyafetlerini de geldikleri topraklara uyumlu hale getirmişlerdir. Oyaların yemeni, yazma, krep gibi baş bağlamada kullanılan eşyaları süslemelerinin yanı sıra tepelik, alınlık, oyalı gibi başlıklarla da kullanıldığı bilinmektedir. Giyim-kuşamın en çok kullanılan aksesuarları arasında olan oyalar; süslenme amacının dışında çeşitli anlamlar da ifade etmektedir. Sivas ili Divriği ilçesi Kemenkeş köyü kadınları baş bağlama geleneği içerisinde oyalı yazma ve tülbentler kullanmaktadır. Oyalar eski dönemlerde kadınlar tarafından özel olarak başa takılan fes ve alınlıklarla birlikte kullanılırken, günümüzde oyalar sadece yazma ve tülbentlerde kullanılarak örtünme geleneğinin bir parçası olmuştur. Eskiden bireylerin maddi durumlarına göre feslerin alın kısmına madeni paralar da takılırdı. Bazen madeni paraların yerini el yapımı oyalar da almaktaydı. Başa takılan bu fesler genellikle kırmızı renkli olup, başta durması için kenarları oyalı yazmalarla desteklenmekteydi.

Yörelerde kullanılan motiflere benzetmeler yoluyla isim verildiği ya da yöre kadınının oyaları oluştururken en sevdiği çiçekleri kendisine konu olarak seçtiği tespit edilmiş olup, manolya ve yonca oyaları en çok bilinen motifler olarak dikkat çekmektedir.

Günümüzde değişen hayat şartları, giyim-kuşam ve süslenme kültürünün değişmesiyle birlikte genç neslin oyalara ilgisi azalmıştır. Bu durum oya kültürünün ulaşılan oya örnekleri aracılığı ile muhafaza edilmesi ve belgelenmesini bir ihtiyaç haline getirmektedir. Anadolu kültürünün gelecek kuşaklara aktarımını sağlaması bakımında bu tür çalışmalar hem belgeleme hem de alanda yapılacak yeni çalışmalara kaynak oluşturması bakımından önemlidir.

https://web.archive.org/web/20220117080814id_/https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1812276

İlgili Haberler

Kızlarağasının Piçi

Çağlar Didman

Tezhip Sanatı

okuryazarkitaplar

Geze Geze Frig Vadisi

Kardelen Oğlakçıoğlu

Yorum Yap

Kitap, Sinema, Tiyatro, Edebiyat, Tarih, Mitoloji, Müzik, Resim, Gez Gör, Doğa Sporları, Aktüel Bilim, Anadolu, Dünya Mirası, Festival, Fuar, Sergi, Akademi, Yazarlar...