“Karadeniz’in hava müzesi Sinop kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Karadeniz’in en kuzey ucunda yer alan Sinop, binlerce yıllık tarihi, surlarla çevrili sokakları, kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Antikçağdan itibaren Karadeniz’in kuzey kıyılarından Anadolu ve Akdeniz’e, ticaret ve geçiş noktası olan şehirde, Hitit, Frig, Lidya, Pers, Makedon, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetleri birçok iz bıraktı.
Kent, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ndeki Sinop Kalesi, sahil boyunca uzanan Hamsilos Koyu ve Karakum Plajı gibi turistik değerleriyle de yıl boyunca ziyaretçilerini ağırlıyor.
Şehirdeki Selçuklu ve Osmanlı döneminden izler taşıyan Alaaddin Camisi ile Pervane Medresesi de yerli ve yabancı ziyaretçileri çeken turistik yapılar arasında yer alıyor.
Tarihi Sinop Cezaevi, kültürel mirası ve hikayeleriyle şehrin ilgi gören noktaları arasında bulunurken doğa tutkunları Hamsilos Koyu ve Akliman’da Karadeniz’in eşsiz manzaralarını keşfediyor.
İnceburun Deniz Feneri, Erfelek Tatlıca Şelaleleri ve Karakum Plajı da Sinop’un doğal güzellikleri arasında öne çıkıyor.
Sinop Arkeoloji Müzesi
Sinop’ta ilk müzecilik faaliyetleri 1921’de başladı. Etrafı surlarla çevrili ilin batısındaki nekropolden ve şehir içindeki yapılaşma sırasında temel hafriyatlarından çıkarılan eserler, öncelikle Mekteb-i İdadi’de muhafaza edildi. Eser miktarının giderek artması dolayısıyla burada bulunan eserler, 1932’de Pervane Medresesi’ne nakledildi ve kurulacak müzenin çekirdeği oluşturuldu.
Sinop Arkeoloji Müzesi, 1941’de resmi olarak ziyarete açıldı. 1970’te de Sinop merkezde, Pervane Medresesi ile Serapis Mabedi’nin bulunduğu alana müze binası inşa edildi. Çağdaş müzecilik anlayışına uygun düzenlemeler yapılarak Nisan 2006’da müze tekrar halkın hizmetine açıldı.
Kentin tarih boyunca farklı medeniyetlere sahip çıkması nedeniyle müze, hem yerel hem de ulusal düzeyde kültürel hafıza açısından büyük değer taşıyor.
Denizcilik, ticaret ve mezar geleneği gibi konularda Sinop’un arkeolojik verilerinin zengin olduğu biliniyor.
Müzede, ayrıca denizci lahiti gibi sembolik eserler de sergileniyor.
İkinci arkeoloji müzesi fikrinin konuşulmasını sağlayan geniş eser stokuna sahip müzede, bazı eserler fiziksel şartlardan dolayı sergilenemiyor.

Aslan Torun Konağı Etnografya Müzesi
Kefevi Mahallesi’nde bulunan Aslan Torun Konağı, 18. yüzyıl sonu özellikleri taşıyor. Üç katlı konağın, temel ve zemin katı moloz taşı, üst katları ise ahşap karkas ve tuğla karışımıyla yapıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilen konak, bugün Etnografya Müzesi olarak hizmet veriyor. Konağın zemin katında Sinop ve Boyabat evlerinin sergilendiği galeri kısmı, mutfak bölümü ve köy odası yer alıyor. Konağın birinci katında Sinop ve yöresinde kullanılmış takılar, kılıç, dokuma tezgahları sergileniyor.
İkinci katta da genişçe bir salon ve etrafında simetrik olarak planlanan dört oda ve üç eyvanda, Osmanlı konak yaşamı canlandırılıyor.
Alaaddin Cami
Evkaf kayıtlarında Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat’a ait olduğu yazılar Alaaddin Cami’nin Selçuklu Devleti’nin 1214’te Sinop’u fethinden hemen sonra yapıldığı düşünülüyor.
Enine plan ve geniş avlu özelliğiyle erken dönem cami şemasına benzeyen yapı, Osmanlı dönemi boyunca çeşitli onarımlardan geçirildi. Caminin mermer mihrabı ise Selçuklu tarzında girift süslemeler taşıyor.

Kaynak: AA


