12 Nisan 1972’de Yalova’da doğan Şebnem Ferah, daha çocuk yaşlarda müziğin büyüsüne kapıldı. Evlerinin her köşesini dolduran enstrümanlar, onun ruhunda melodilerin kapısını araladı. Okul orkestralarının sahnelerinde güç buldu; sesi, küçük yaşta bile kalabalıkları etkileyecek bir derinliğe sahipti.

Gençlik yıllarında kurduğu Pegasus ve ardından gelen Volvox grupları, onun özgürlüğünü, isyanını ve hayallerini notalara taşıdı. Bir kız grubuyla sahneye çıkma hayali, yalnızca müzik değil, aynı zamanda dayanışma ve dostluk üzerine kurulu bir yolculuğun da simgesiydi.
ODTÜ’de başladığı ekonomi eğitimini yarıda bıraktığında, çoktan kararını vermişti: Onun yolu ders kitaplarının değil, şarkıların arasındaydı. İstanbul’a taşındığında hayatı yeni bir sayfa açtı; bir yanda edebiyat, diğer yanda müzik… Sezen Aksu’nun dost eli ve Onno Tunç’un rehberliğiyle, sesi ülkenin dört bir yanına ulaştı. Üç oktavlık geniş aralığıyla kimi zaman fırtına, kimi zaman fısıltı oldu.
Ama Şebnem Ferah yalnızca şarkı söyleyen bir sanatçı değildi. O, şarkılarında kadınların sesini, kayıpların yasını, gençliğin isyanını taşıyan bir yol arkadaşıydı. Bir yardım konserinde, bir dayanışma sahnesinde ya da bir toplumsal kampanyada; hep orada, kalabalıklarla omuz omuza, şarkısını bir çığlığa dönüştürerek…
Onun müziği yalnızca dinlenmez; hissedilir, yaşanır. Kimi zaman bir yaranın kanayan yerinde teselli, kimi zaman bir fırtınanın en gürültülü anında haykırış olur. Şebnem Ferah, Türk rock müziğinin güçlü bir sesi olmanın ötesinde, şarkılarıyla insan ruhunun en derin köşelerine dokunan bir hikâye anlatıcısıdır.


