Pontos Devletinin kralı Mithridates, uzun hayatı boyunca, Romalılara düzenlediği seferlerle, Roma’nın en azılı düşmanları arasında yerini almıştır. Hannibal ya da Spartaküs gibi, Romalıları, Anadolu topraklarından kovmak için onlarca kavmi komutası altında birleştirmeyi başarmıştır. Mithridates Eupator (“İyi Baba”) olarak bilinen kral, elli yıllık iktidarı boyunca, 80.000 Romalı’nın soykırımını yapacak, her zehrin panzehrini üretecek ve üç farklı Romalı komutan ile savaşıp, yenilse bile daha güçlü bir şekilde dönmeyi başaracaktır. Gelin Mithridates’i birlikte tanıyalım!
1. Doğumu Halley Kuyruklu Yıldızı İle Müjdelenmişti
Kuyruklu yıldızlar, antik dünyada kültüre göre farklı yorumlanırdı. Batı dünyası, kuyruklu yıldızı, Roma’nın çöküşü olarak yorumlarken; doğu dünyası güçlü bir önderi müjdelediğini düşünüyordu. Pontos krallığının merkezi Sinop’tu. Mithridates, Sinop’ta doğmuştu ve doğumu kuyruklu yıldız ile müjdelenmişti.
2. Soylu bir kral: Anne tarafından İskender’in soyundan geliyorken, baba tarafından soyu Pers krallarına dayanmaktadır.
İşte bu yüzden Mithridates, hep Büyük İskender’e öykünecek ve Anadolu ile Yunanistan’ı, emperyal Roma egemenliğinden kurtarmayı hedefleyecekti.
3. Kaçak Prens ve Muazzam Kral
O dönemde zehirle suikast düzenlemek çok olağan bir olaydı. Mithridates’in babası, zehirlenerek öldürüldü. Mithridates, muhtemelen annesinden şüpheleniyordu. Bu yüzden, arkadaşları ile sarayı terk etti. Yıllarca, Karadeniz bölgesinde dolaştı ve güçlü dostluklar edindi. Ardından, ülkesine dönerek tahtı ele geçirdi. İlk işi, annesini ve kardeşini zehirleyerek idam etmek oldu.
4. Zehirlerin Kralı Mithridates
Mithridates, zehirlere bağışıklık kazanmak için az miktarda arsenik içerdi. Bütün zehirlere karşı panzehir özelliği gösteren Mithridatium isimli bir ilaç geliştirdi. Bu ilacı geliştirirken, ölüme mahkum insanlar üzerinde deneyler yaptığı bilinmektedir. Mithridatium, o kadar popülerdi ki, Roma’da tarifi bildiğini iddia eden birçok eczacı, bu ilacı satıyordu. Doğru tarifle üretilip üretilmediği bilinmese de, ilaç yıllar geçtikçe popüleritesini yitirmedi. İngiltere kralı VIII.Henry ve kraliçesi I.Elizabeth’in bile Mihtridatium tükettiği bilinmektedir. Ayrıca bu ilaçlar, Mithraditium isimli kavonozlarda muhafaza edilirdi.
5. I.Mithridates Savaşı ve Romalılara verdiği ilk ders
Bithynia kralı, Romalıların kışkırtması ile Pontos’a saldırır. Mithridates, ilk önce Bithynialıları sonra da Anadolu’daki Roma lejyonlarını yendi. Böylece, Ege kıyılarına doğru ilerlemeye başladı. Birçok şehir, Mithridates’in davasına katılmıştı. Bu esnada, kaçan Roma komutanı Aquillius yakalanarak Mithridates’e getirildi. Romalı komutan, açgözlülüğü ve koyduğu vergiler yüzünden yerel halk tarafından nefret ediliyordu. Mithridates, tutsağının boğazından aşağı eritilmiş altın dökerek onu infaz etti. Emperyalistleri altınla doyurma fikri, öfkeli ve sömürgeleşmiş toplumları unutulmayacak bir ceza olacaktı!
6. Mühendisliğe önem veriyordu! Rodos’u kuşattı.
Mithridates, Anadolu devletlerinin desteğini aldıktan sonra, hala Romalıları destekleyen Rodos’a ders vermek istedi. Dev donanması ile Rodos’a saldırdı. İki gemi üzerine inşa edilmiş bir kuşatma makinesi sahibiydi. Bunun gibi birçok farklı makine tasarlatarak, savaşları esnasında kullanmıştı. Ama kuşatma makinesi, ağırlık yüzünden göçtü. Mithridates, pes ederek dönmek zorunda kaldı.
Bu savaşta, Mithridates’i destekleyen Sakız Adası’nın gemisi, Mithridates’in gemisine çarpmıştı. Mithridates, Sakız Adası’nın (Khios) sadakatinden şüpheleniyordu. Bu yüzden ileride onlardan intikam alacaktı!
7. M.Ö. 88 Roma Soykırımının Mimari
Roma, koyduğu vergiler yüzünden yerel halkı fakirleştirmiş ve köleleştirmişti. Bu yüzden, birçok Anadolu kenti, Roma’nın emperyal yaklaşımlarından hoşnut değildi. Mithridates’in nasıl bir istihbarat ile bunu başardığı bilinmez.Ama M.Ö. 88 yılında, Anadolu kentlerinde kölelerin ve yerlilerin isyanını fitilledi ve bir gece yaklaşık 80.000 Romalı, çocuk, yaşlı, kadın ayırmaksızın, katledilmiştir. Bu soykırıma katılan kentler arasında Efes, Bergama, Sakız Adası gibi birçok Anadolu kenti vardı. Soykırım, Roma’da asla unutulmayacak kara bir gün olarak kalacaktı.
8. II. Mithridates Savaşı ve Mağlubiyet
Romalı komutan Sulla, Mithridates’e savaş açar. Mithridates’in ordusu, Romalı kölelerden tutunda, göçer İskit kabilelerine kadar onlarca farklı kavimden oluşuyordu. Mithridates, diller konusunda da uzmandır. Bazılarına göre, yönettiği yirmi beş milletin dilini, anadili gibi bilmektedir. Birbirinden farklı kavimlerden oluşan ordu, Romalılara gözdağı verse de, yönetmek açısından sıkıntılıydı. Sulla, ani bir baskın ile Mithridates’in dev ordusunu yok etmeyi başardı!
Böylece, Mithridates, Romalı Komutan Sulla ile anlaşma yaparak, Pontos’a geri çekilmek ve Sulla ile anlaşma yapmak zorunda kaldı.
9. Sakız Adası’ndan intikam alıyor…
Yenilgilerinin ardında, hainleri arayan Mithridates, Sakız Adası’nın [Khios] sadakatinden şüpheleniyordu. Bu yüzden, adaya saldırdı ve halkı, kentin tiyatrosunda topladı. Sakız Adası, Antik çağda köle ticareti yüzünden kötü şöhrete sahipti. Haddinden fazla köleye sahip olan ada sakinleri, gemilere bindirildi ve Gürcistan’daki madenlerde köle olarak çalıştırılmak üzere gönderildiler. Felaket, ironik bir deyime neden oldu: “Khioslular sonunda kendilerine efendi satın aldılar…”
10. III.Mithridates Savaşı ve Pontos’u Kaybetmek
Mithridates, on yıl boyunca Pontos’ta huzurlu bir hükümdarlık sürer. Romalı komutan Sulla ölür. Kısa süre sonra, Bithynia kralı ölür ve şaibeli bir şekilde, ülkesini Roma’ya bıraktığına dair bir vasiyet çıkar. M.Ö.73’de Mithridates, bunu fırsat bilerek ordu toplar ve Bithynia’yı işgal ederek on yıl sürecek bir savaşa sebep olur. Bu sefer, Romalı komutan Lucullus, Mithridates ile savaşmak için senato tarafından seçilir. Ancak Mithridates, uzun yıllar süren savaşlar boyunca, ordusunu kaybeder ve Roma, Pontus’u işgal eder.
11. Yeni Romalı Komutan Pompeius ile Savaş
Lucullus’un Mithridates’i yakalayamaması ve başka şehirlere saldırması yüzünden, senato onu görevden alır ve yerine daha genç Pompeius’u gönderir. Bu esnada, ülkesini geri almak için Mithridates de yeni bir ordu toplamayı başarmıştır. M.Ö. 66’da, Pompeius, Mithridates’e gece saldırır ve ordusunu dağıtır. Mithridates, kalan küçük ordusu ile birlikte önce Gürcistan’a kaçar. Sonra, çok zor olan Kafkas Dağları’ndaki İskit Kapılarından ordusunu geçirerek, Bosporos Krallığını’na kaçar.
12. Çılgın Planlar ve Oğlunun İsyanı
Mithridates, bölgedeki göçerleri toplayarak yeni bir ordu kurmaya başlar. Artık hedefi, doğrudan İtalya’ya saldırmak ve Hanibal’ın yapamadığını yapmaktır! Ancak oğlu Pharnakes, babasının çılgın planları yüzünden her şeyini yitireceğinden korkar. Bu yüzden, orduyu babasına karşı ayaklandırır.
13. Mithridates Zehirle Ölemez
Kuleye sıkışan Mithridates, her zaman yanında taşıdığı zehirle intihar etme kararı alır. Bu, o dönemdeki birçok kral için soylu bir ölümdür. Ancak yıllarca yaptığı deneylerle, Mithridates zehre karşı dayanıklıdır. Yanındaki zehir onu öldürmez ama acı verir. Bu yüzden yanından hiç ayrılmayan dostu tarafından hançerlenir. Mithridates öldüğünde 72 yaşındadır!
14. Roma’nın Başbelasına Saygı Duruşu
Mithridates’in oğlu, babasının cesedini Romalı Komutan Pompeius’a teslim eder ve barış ister. Romalılar, savaşlarda kazandığı ganimetleri ve köleleri, Roma’daki şenlik alaylarında sergileyerek gövde gösterisi yaparlar. Ama Pompeius, yıllarca Roma’yı uğraştırmış kahraman kral Mithridates’in cesedine saygı gösterir ve onu akrabalarının yattığı mezarlığa, uygun bir tören ile defnederler!
15. Veni, vidi, veci
Yıllar sonra Mithridates’in oğlu, ülkesini geri alabilmek için Roma’ya savaş açar. Pontosluların yeni düşmanı artık ünlü Julius Sezar’dır. Sezar, Mithridates’in ordusunu Tokat’ta çok kısa sürede mağlup ettikten sonra “Veni, vidi, vici” yani “geldim, gördüm, yendim” dediği söylenir.
Kaynakça: Adrienne Mayor – Mithradetes