izafiyet veya görelilik… Nasıl yani? Nasıl izafi, nasıl göreli? Kulağa anlaşılması çok zor bir şey gibi geliyor. Oysa ki bu teoriyi basit örnekler üzerinden anlamatya çalıştığımızda gayet basit bir senaryo ihtiyacımızı görebilmekte.
İşte Einstein’ın teorisine küçük bir bakış ve bu teorinin sonucunda ortaya çıkan İkizlerin aykırılığını (paradoksunu) anlamaya çalışalım.
İsterseniz sırayla maddeler halinde biraz da hayal gücümüzü kullanarak ilerleyelim.
1. Işık hızı boşlukta her zaman her şart altında aynı şekilde gözlemlenir. Yani ışık hızının göreliliği yoktur.
2. Gözlem yapan kişinin durumuna bakılmaksızın, fizik kuralları her zaman herkes için aynıdır. Yani fizik kuralları sabittir.
3. Gelelim bu iki varsayımın doğurduğu sonuçlara: Zaman akışının yavaşlaması.
4. “Yani saatim daha mı yavaş ilerleyecek?”
5. İkizlerimizin adları Ahmet ve Mehmet diyelim, 40 yaşındalar.
6. Ahmet’i bir uzay aracına bindirelim ve ışık hızının %90’ı bir hızda uzaya gönderelim.
7. Ahmet kendi saatiyle 5 yıl seyahat ettikten sonra geri dönsün.
8. Yanıt: Evet.
9. Peki ya Ahmet’in seyahat ettiği uzay aracının hızını biraz daha arttırırsak?
10. Işık hızının %99.9’u bir hızda seyahat edilirse?
11. Peki başlangıçta yaşıt olan ikizlerden hangisi yaşlanacaktır?
12. Bu nedenle uzay gemisi ile Dünya’nın saati eşzamanlı olamaz ki içlerinden sadece birinin zamanı yavaşlayabilir.
13. İkizler paradoksunu çözmenin iki yolu vardır, bunlardan biri: Referans çerçevesi
14. Paradoksun asıl çözümü ve ikinci çözümü: Uzay-zaman diyagramı
15. Uzay gemisine göre astronotlar Dünya’ya daha kısa sürede ulaşır.
16. Peki uzay-zaman diyagramının referans çerçevesi nedir? İkizler paradoksunu çözmenin yolu asıl buradan geçer:
17. Peki ya evren yuvarlaksa? O zaman ikizler paradoksu nasıl çözülür?
18. Peki tüm bunların anlamı ne?
Peki bu teoriyi bilmek bizlere ne kazandırıyor? Aslında konuya böyle bir soruyla yaklaşmak ne kadar anlamlıdır o da ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte genel göreliliği (izafiyeti) bilmek evrenin sandığımızın aksine pek de stabil ve doğrusal olmadığını gözteriyor. Farklı zaman mekan ilişkileri içerisinde herkesin ve her şeyin kendi dinamiğinde bir zaman olgusu var. Kimse (yaşadığımız gezegende bile) aynı anı yaşamıyor. Sevgilisini bekleyen bir gence 10 dakika saatler gibi gelirken, en sevdiğim tatlı olan ekmek kadayıfını 10 dakikada bitiren ben zamanı bir iki dakika olarak hissediyorum. Herkes kendi zaman mekan boyutları içerisinde kendine özel bir anı yaşıyor. Fizik bize her varlığın kendine özel olduğunu anlatmaya çalışyor. Sanki evrende ilahi bir kurgu ve düzenle mükemmmel bir ahenk içerisinde yaşıyoruz. Bunun farkında olmak bile evreni, varlığı ve bizi “özel” kılmaz mı?