13.3 C
İstanbul
Cumartesi, May 11, 2024
okuryazarkitaplar
Image default
AkademiEditörün SeçimiKitapKöşe & YazıManşetTarih

Orta Çağ Avrupa’sı Hakkında Gerçekler

Bu yazıda dilden dile dolasan, fütursuzca anlatılan efsaneler karşısında Orta Cağ Avrupası’nın gerçeklerine değinmenin faydalı olacağını düşündüm. Yaptığım araştırmalar çerçevesinde bazı tarihi gerçekleri ortaya koymak istedim. Avrupa’nın aydınlanma öncesi yaşadığı uzun soluklu serüvenin sonraki çağlara ve nihayetinde bu günlere yansımalarını değerlendirebilmek için doğruların bilinmesi gerekliliğinden yola çıkıyor ve keyifli okumalar diliyorum.

Orta Çağ Avrupası Nedir?

Doğu ve Batı için farklı şeyler ifade etmektedir

Bahsettiğimiz 1000 yıllık dönem kendi içerisinde barındırdığı farklı özellikler yanında coğrafi olarak kendisinden uzak bölgelerle de önemli ölçüde farklılıklar göstermektedir. Örneğin bu dönemde Avrupa`da psikolojik rahatsızlığı olanların içine şeytan kaçtığı gerekçesiyle yakıldığını ya da türlü işkencelere maruz kaldığını biliyoruz. Aynı dönemde Doğu İslam dünyasında psikolojik rahatsızlığı olan kişiler özel odalarda su sesi ile tedavi edilmektedir. Buna dair örnekler oldukça çoktur. Ayrıca Doğu`da Bizans İmparatorluğu gayet iyi bir durumda varlığını sürdürmektedir.

Eski/İlk/Klasik/Antik Çağ`ın sonudur

İsminden de anlaşılacağı üzere Orta Çağ, arada kalmış bir dönemdir. Hümanist düşünürler, özellikle Flavio Biondo (ö. 1463),  kendi çağları ile kadim antik medeniyet arasında kalan bu çağa “orta” sıfatını layık görmüşlerdir. Orta Çağ`dan önceki dönem eski/ilk/klasik ya da antik çağ olarak adlandırılmaktadır.

Yaklaşık 1000 yıllık çok uzun bir dönemdir ve her dönem kendi içinde farklıdır.

Erken Orta Çağ: 5.- 11. yüzyıllar arasını kapsayan Erken Orta Çağ Kavimler Göçü ve akabindeki Batı Roma İmparatorluğu`nun yıkılışı ile başlamaktadır. Bu dönemde Roma İmparatorluğu`nu yıkıma sürükleyen barbar akınları artık durulmuş ve Avrupa topraklarında yeni siyasi yapılar görülmeye başlanmıştır. Henüz büyük bir siyasi unsur olmaktan uzak olan bu yönetimler yerel Romalıları ve kendi vatandaşlarını bir arada yönetmeye başlamışlardır. Erken Orta Çağ, Orta Çağ Avrupa`sının şekillendiği dönemdir.

Merkezi/Yüksek Orta Çağ: 11.- 13. yüzyıllar arasını kapsayan bu dönem Orta Çağ`ı Orta Çağ yapan unsurların var olduğu dönemdir. Bugün Orta Çağ denince aklımıza gelen, Haçlı Seferleri, Feodalite gibi kavramlar bu döneme aittir. Katedral yapımı bu dönemde gelişmiştir. Zanaat ve ticaretle uğraşan kent burjuvazisi de bu dönemde oluşmuştur.

Geç Orta Çağ: 13.- 15./16. yüzyıllar arasını kapsayan dönemde Orta Çağ`a ait karakteristik özellikler artık yavaş yavaş yok olmaya başlamıştır. Örneğin insanlar arasındaki okuma yazma oranı artmış, uzaklara daha çok seyahat eden Avrupa halkı Doğu`daki gelişmeleri görmüş ve sorgulamaya başlamıştır. Ayrıca bu dönemde ulus devletlerin ve ulus dillerin temelleri atılmıştır.

Kilisenin/dinin etkin bir rolü vardır

Batı Roma İmparatorluğu`nun yıkılışı ile Batı`nın tek otoritesi olarak ortaya çıkan kilise, Erken Orta Çağ`da sadece dini değil dünyevi gücü de elinde bulundurmuştur. Bu durum Frankların güçlü bir devlet kurup dünyevi gücü devralmaları ile bir miktar değişime uğrasa da çağın ilk iki döneminde kilise her alana müdahale eden tek unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum Yüksek Orta Çağ`da yaşanan papa-imparator çatışmalarının sebebidir. Ayrıca bu dönemde ister Batılı ister Doğulu her türlü unsur, Hristiyanlık bakış açısıyla değerlendirilmektedir. Hristiyanlık ortak bir dini kültür olarak kabul edilmiştir.

Modern hukuk sistemlerinin temelleri atılmıştır

Roma İmparatorluğu çok köklü ve yazılı bir hukuk geleneğine sahiptir. Yeni halklar kıtaya yerleştiğinde kendilerine ait sözlü hukuk kurallarını Roma hukuku ile harmanlayıp yazıya geçirerek, bugün pek çok ülkede geçerli olan yasal sistemlerin temellerini atmışlardır. Roma ve Orta Çağ hukukunu bilmek günümüz hukuk anlayışını kavramak için son derece önemlidir.

Temel ihtiyaç güvende olmaktır

Orta Çağ savaşlar, istilalar ve saldırılarla geçen bir dönemdir, dolayısıyla dönem insanlarının ilk ihtiyacı güvende olmaktır. Bu nedenle önceleri yüksek bir yere etrafı savunma hendeği ile çevrili ahşaptan yapılan kaleler Yüksek Orta Çağ`da taştan yapılmaya başlanmıştır. Bu yapılar öylesine sağlamdır ki bugün bile pek çoğu ziyaret edilebilmektedir. Aynı ihtiyaç daha sonra üzerinde duracağımız feodal sistemin oluşmasının sebeplerinden biridir.

Geleneklere bağlılık esastır

Roma İmparatorluğu`nun geç döneminde bazı meslekler artık tercih edilmemeye başlanınca, bu mesleklerin devamı için babadan oğula geçmesi zorunlu tutulmuştur. Bu zorunluluk din ile de desteklenmiştir çünkü Hristiyanlık içinde yaşanılan koşullardan kaçmayı büyük bir günah saymaktadır. “Babasının oğlu” deyimi Geç Roma dünyasından, önce Orta Çağ Avrupası`na sonra da günümüze miras kalmıştır. Latince kalmak anlamına gelen manere filinden türeyen ve Fransızca köylü halk anlamına gelen manants kelimesi bunun bir örneğidir.

Günümüz ülkeleri, dilleri ve ilişkileri oluşmuştur

Bugünkü Fransa, Almanya, Portekiz ve İspanya gibi ülkeler Orta Çağ`da oluşmuştur. Bu ülkeler ulusal kimliklerini geliştirirken, bir yandan da Latince bilim ve din dili olarak kalmış, ulus diller doğmuş, gelişmiş ve önem kazanmıştır. Bugünün uluslararası ilişkileri de Orta Çağ`da şekillenmeye başlamıştır. İnsanlar kendilerini ifade ederken, ait hissettikleri, doğdukları ya da yaşadıkları şehri kullanmaktadırlar. Örneğin Fransızım yerine Parisliyim demektedirler. Sonuç olarak hem coğrafi hem de kültürel olarak günümüzde bildiğimiz haliyle Avrupa oluşmaya başlamıştır.

Bankacılık ortaya çıkmıştır

Ticaretin gelişmesiyle birlikte bankacılık, kredi mektupları, sigorta, çek ve senetler kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle geç dönemde kullanılan senetler farklı paraların kullanıldığı yerlerde bir ödeme aracı, borçlanmayı sağlayan bir unsur ve para kazanmanın bir yolu olarak görülmüştür.

Tarıma dayalı bir ekonomi vardır

Hayvancılık ve ticaret de yapılmakla birlikte Orta Çağ Avrupası`nda ekonomi tarıma dayalıdır. Erken dönemde iki yıllık, yüksek dönemde üç yıllık rotasyon sistemi kullanılmıştır. Toprağın verimini artırmak için başvurulan yöntemlerden ikisi gübreleme ve anızın yakılmasıdır. Tarım aletleri çok pahalı olduğundan çok yaygın değildir. Başlıca ürün tahıldır.

Üniversiteler kurulmuştur:

İlk üniversite 1088`de Bologna`da kurulmuştur. Bu üniversite ilk kez hem dini hem dünyevi otoriteden bağımsızdır. Ancak ilk üniversitelerin hocaları din adamları olduğundan üniversitelerin tam olarak dini otoriteden kopmuş olmaları beklenemez, bu yavaş yavaş gerçekleşecek, zamanla kendi kendilerini yönetir hale gelecekler, siyasi iktidarlar tarafından da destekleneceklerdir. İlk üniversiteler yerel eğitim sistemini temel almışlardır. Önceki döneme göre daha genel bir eğitim (studium generale) verdikleri için ruhban sınıf dışında kalanlar tarafından da ilgi görmüşlerdir.

Tıbbi olarak manastır tıbbı dönemidir

Çağın doktorları, özellikle ilk dönemde, manastırlarda yaşayan keşişlerdir. Manastır tıbbı denilen şey hastalara yardım, eski tıp metinlerin kopyalanması, bitkilerden ilaç yapımı gibi pek çok şeyi ifade etmektedir. Bu dönemde Arap tıbbından da çok şey öğrenilmiştir. Hospitalia adı verilen hastaneler Orta Çağ`da kurulmuştur. Modern cerrahi uygulamalarına benzer uygulamalar ise 14. yüzyılda başlamıştır.

Kadınlar genellikle geri planda kalmışlardır

Bu konuda Hristiyan dini metinlerine dayanarak hüküm veren kilisenin tutumu çok önemlidir. Bazı din adamları kendilerini hadım ettirecek kadar ileri gitmişlerdir. Kadın onlar için günah kaynağıdır. Orta Çağ yazarlarına göre kadınlar erkeklere boyun eğmek için yaratılmıştır ve doğaları yetersizdir. Hukuki olarak dikkate alınmazlar, şahitlikleri kabul edilmez. Elbette bu durum zengin ve soylu kadınlar için pek geçerli değildir. Ayrıca yazıp çizen kadınlar da vardır ancak azınlıktadırlar. Orta Çağ Avrupası erkek egemen bir ortamdır.

Çocuklar küçük erişkinler olarak görülmektedirler

Orta Çağ Avrupası`nda çocuklar çok erken yaşta erişkin kabul edilmişlerdir. Çocuk ölüm oranları çok yüksektir. Büyüyebilenler ise sağlıklı beslenemedikleri gibi cinsiyet ayrımı da maruz kalmışlardır. Erkek çocuklar kız çocuklara göre daha çok tercih edilmiştir çünkü kız çocuk 12 yaşında evlenip ailesinden ayrılmış dolayısıyla kendi ailesine çok da faydalı olamamıştır. Erkek çocuk hem ailesine yardımcı olmakta hem de soyun devamını sağlamaktadır.

Okuma-yazma oranı çok düşüktür. Eğitim ve sağlık hizmetleri paralıdır

Batı Roma İmparatorluğu`nun yıkılışıyla birlikte eğitimde de sıkıntılar yaşanmaya başlanmıştır. Kilise bu konuyu üstlenmiş ve 527`den itibaren manastır tarikatlarının ortaya çıkmasıyla manastır okulları da devreye girmiştir. Önemli liderlerin açtığı saray okulları da eğitim veren kuruluşlardır. Bu kuruluşlar her ne kadar fakir ailelerin yetenekli çocuklarına eğitim hakkı tanısa da genel olarak eğitim paralıdır ve ancak zenginlerin çocukları okula gitmektedir. Piskoposluk merkezlerine okullar eklenmiştir. Geç dönemde iyileşme olmakla birlikte okuma yazma oranı oldukça düşüktür, pek çok insan ikisini de bilmemektedir. Bu çağın okuryazarları çoğunlukla din adamlarıdır.

Yoksul ve muhtaçlara hizmet veren bakımevleri olmasına karşılık sağlık hizmetleri, özellikle hastanelerin kurulmasıyla birlikte, profesyonel doktorlar tarafından üstelenilmiş ve bu hizmet karşılığında ödeme alınmıştır.

Kıtlıklar ve salgın hastalıklar yaşanmıştır

Bahsi geçen yaklaşık 1000 yıllık dönemde pek çok kez kıtlık ve salgın hastalık yaşanmıştır. En bilinen kıtlık 1315`te yaşananı olsa da, 1271-1347 arasında sadece İtalya`da en az 14 kıtlık yaşanmıştır.

Salgın hastalıklar arasında kıtaya en büyük zararı veren 1348 veba salgınıdır. Avrupa nüfusunun bazı yerlerde yarısı bazı yerlerde üçte biri bu salgında hayatını kaybetmiştir. Bu salgın dışında çiçek hastalığı ya da cüzam da halkı paniğe sevk eden hastalıklardır.

Önemli teknolojik gelişmeler yaşanmıştır

Koşum takımlarının iyileştirilmesi (ağırlık noktasının hayvanın akciğerlerinden omuzlarına geçmesi), 10. yüzyılda Asya`dan getirilerek kullanılmaya başlanan nallar, üzengiler, 13. yüzyılda kullanılmaya başlanan tekerlekli ve iki bıçaklı saban, denizcilikte kullanılan iğneli pusula, menteşeli arka dümen, su ve yel değirmenleri gibi teknolojik yenilikler nedeniyle bu dönemde bir tür endüstri devrimi yaşandığı düşünülmektedir.

İletişim kurmak çok zordur

Roma İmparatorluğu`ndan kalma sistemli yol ağı Erken Orta Çağ`da tahrip edilmiştir. Bu nedenle Orta Çağ Avrupası`nda iletişim kurmak antik döneme göre oldukça zordur. En çok kullanılan ulaşım ucuz olduğu için deniz yoludur ancak o da çok zaman almaktadır. Atlı haberciler de kullanılmakla birlikte her menzilde at değiştirme ya da dinlenme imkânları tam olarak sağlanamamıştır. Dönem insanı için en yaygın kullanılan haberleşme yolu mektup yazmaktır. İnsanlardan uzak ve kavşak noktalarında kurulan manastırlar yolcuların konakladığı yerler olduğundan iletişim konusunda aktif rol oynamışlardır.

Seyahat etmek çok tehlikelidir ama sıklıkla yapılmaktadır

Seyahat etmek çok tehlikelidir çünkü yollar güvenli değildir. Roma döneminden kalma yollar kullanılmaktadır ama pek çoğunda deformasyon söz konusudur. Ayrıca ormanlar büyük bir engeldir. Romalılar bilinen dünyanın tüm yollarını yazıya dökmüşlerdir ama yol göstermesi için hazırlanan bu haritalar tam olarak güvenilir değillerdir. Uzun yolculuklar yapılmaktadır. Özellikle hac yolculukları çoktur.

Klasik yazarlar bilinmektedir

Her ne kadar Hristiyanlık bakış açısıyla yorumlansalar da Orta Çağ âlimleri Klasik dönem yazarları ve eserlerini tanımaktadırlar. Hatta yazdıkları her şeyde antik yazarlara atıfta bulunmakta, yeni bir şey yazmadıklarını ama yeni bir şekilde söylediklerini iddia etmektedirler. Orta Çağ içerisinde yaşanan birkaç Rönesans sırasında yapılan kopyalama faaliyetleri de bu eserlerden haberdar olduklarını göstermektedir.

Ağır cezalar verilmektedir

Orta Çağ Avrupası`nda en çok teşhir ve para cezaları verilmiştir. Ödenecek miktar kişinin yaşına, cinsiyetine ve sosyal statüsüne göre belirlenmiştir. Örneğin hamile bir kadın ile hamile olmayan bir kadının değeri aynı değildir. Teşhir cezaları daha çok toplumun huzurunu kaçıranlara verilmiştir. Birinin kolunu kesenin kolunun kesilmesi gibi, kişinin verdiği zararın aynısına uğratılması başka bir cezalandırma yöntemidir. Dini ya da siyasi nedenlerle yakılma cezası da verilmiştir. Cinayetin cezası budur.

Pek çok yeni icat yapılmıştır

Bunlar arasında kâğıt, şömine, müzik notalarının adı, yemek için masaya oturmak, pantolon, gömlek, eldiven, düğme, külot, pencere camları, satranç, çatal kullanımı, gözlük, barut, ateşli silah, savaş topları ve taşınabilen arkebüz sayılabilir.

Ölümden sonraki hayata hazırlanılmaktadır

İnsanlar kendilerini Orta Çağ`da yaşıyorum diye etiketlememişlerdir. Onların tek derdi, özellikle ilk iki dönemde, kendilerini öbür dünyaya, ölümden sonraki hayata hazırlamaktır. Onlara göre dünya bunun için yaratılmıştır. Avrupa için Orta Çağ dönemi bu dünyayı küçümseme, yeryüzünü önemsememe dönemidir.

Rönesans ve Reform hareketlerinin temelleri atılmıştır

Özellikle Geç Orta Çağ`da yaşanan olaylar kiliseye olan güveni azaltmıştır. Haçlı Seferleri sayesinde Doğu ile olan temas artmış, halkın fikirleri gelişmiş ve sorgulamaya başlamışlardır. Antik dönemin eserlerinin kopyalanması ile insanların onlara ulaşımı kolaylaşmıştır. Okuma yazma oranındaki artış yeni eserlerin yazımını da beraberinde getirmiştir. Buna benzer pek çok gelişme Rönesans ve Reform hareketlerine zemin hazırlamıştır.

Özlem Genç, “Orta Çağ Avrupa Tarihine Giriş 1”, Orta Çağ Avrupa Tarihi, Editör: Özlem Genç, TLB Yayınları, Niğde, 2021, s. 3-9.

https://talebe.com/kitap/orta-cag-avrupa-tarihi-tam-renkli/136785

İlgili Haberler

Gezgin Bir İmparator: Hadrian

Kardelen Oğlakçıoğlu

Geçmiş ve Geleceğin Buluştuğu Masal Ülkesi

okuryazarkitaplar

Zarifoğlu Şiirlerinin Çocuğa Dönük Yüzü: Gülücük

okuryazarkitaplar

Yorum Yap

Kitap, Sinema, Tiyatro, Edebiyat, Tarih, Mitoloji, Müzik, Resim, Gez Gör, Doğa Sporları, Aktüel Bilim, Anadolu, Dünya Mirası, Festival, Fuar, Sergi, Akademi, Yazarlar...