14.8 C
İstanbul
Cuma, May 10, 2024
okuryazarkitaplar
Image default
Manşet

Mitolojideki Metaforik Öyküler

                              MİTOLOJİDEKİ  METAFORİK  ÖYKÜLER

YAZAR: Çağlar DİDMAN

        

Metaformoz kelime anlamı olarak dönüşüm, dönüşmektir. Bir kütlenin fiziki veya kimyevi olarak başka bir şekle dönüşmesini ifade eder. Kelime Türkçe’ye başkalaşım olarak çevrilmektedir. Metaformoz kelimesinin kökenindeki metafor ise “bir yerden başka bir yere götürmek” anlamına gelmektedir.

Metafor üzerine yazılan eserlere bakıldığında temelde yeni biçimin yarattığı koşullarda toplumun ve bireyin ahlaksızlığının eleştirildiği görülmektedir. Metafor aynı zamanda bireyin çeşitli zorluklardan sonra, tekâmül ederek benliğini bulmasını ve yepyeni bir hayata başlamasını da ifade eder. Mitoloji’den bir örnek verelim. İrlanda efsanelerinde yer alan Tuan Mac Cairill’in öyküsünde kahraman, çeşitli hayvanların kılığına girerek yaşlanmaktan kurtulmaktadır. Burada Druidlerin ana öğretilerinden biri olan ölümsüzlük yansıtılmıştır. Kahraman mağaraya/ağaç kovuğuna ( aslında rahme dönüş yaparak) metaformoz geçirmektedir. En nihayetinde bir balık iken, kralın karısı tarafından yenmiş ve geçirdiği bütün dönüşümler, çektiği çileler ve edindiği bilgilerin etkisiyle kadının rahminden bir kahin olarak yeniden doğmuştur.

Apuleius Altın Eşşek Öyküsü

Apuleius MS.124 yılında Roma’nın kontrol altında tuttuğu Cezayir’de Numidia adı verilen bölgedeki bir Latin kolonisinde dünyaya gelmiştir. Varlıklı bir ailenin iyi eğitim görmüş bir çocuğudur. Kartaca’ya, Roma’ya, Anadolu’ya, Mısır İskenderiye başta olmak üzere pek çok farklı coğrafyaya eğitim amaçlı gezi düzenlemiştir. Özellikle Mısır kültüründen oldukça etkilenmiştir. Sofittik dönemde yaşamış bir öğretmendir aynı zamanda. Apuleius Mısır’ın İskenderiye’de bulunduğu esnada hastalanır. O sıralarda yakınlarda yaşayan bir arkadaşı vardır ve kendiyle ilgilenir. Arkadaşının dul varlıklı bir annesi vardır. Arkadaşı mirasın yabancı birine gitmemesi için Apuleius’a annesi ile evlenmesini teklif eder, o da kabul eder. Evlilikten birkaç ay sonra eşi rahatsızlanır ve ölür. Kadının akrabaları Apuleius’u büyü yaparak kadını öldürmekle suçlar. Mahkemeye çıkan Apuleius büyünün filozof yönünü tartıştığı bir savunma yapar Savunması etkileyici olduğu için serbest kalır. Bu savunmasını Apologya adlı eserinde anlatır.

Apuleius Altın Eşşek olarak ta bilinen metamorfozlar isminde bir eser kaleme alır. Yazar öykülerimi Miletos tarzı, kara mizah ve cinsellik içeren öyküler olarak tanımlar. Lakin bu tarz öyküleri kaleminin gücüyle bambaşka bir boyuta taşımıştır.Bu eserinde çatı öykü olarak tanımlayabileceğimiz ana bir öykü ve 10 tane küçük öykü bulunmaktadır. Eser Attikalı gezgin Lucius’un başından geçen entresan olayları anlatmaktadır. Lucius bir iş için Teselya’da yaşayan bir arkadaşına gider. Evin hanımı bir büyücüdür. Kahraman büyüye çok meraklıdır Burada bir parantez açalım. Lucius gizem dinlerinin bir mürididir. Gizem dinlerine Orfeusçuluğu, Kybele-Attis’i ve Dionysos’u örnek verebiliriz. Bu dinlere girmek isteyenler çile çekip erginlenme döneminden geçtikten sonra mürit olabilmektedir. Lucius’un bu öyküsünde de erginlenme sürecine atıfta bulunulmuştur. Esere geri dönecek olursak, Lucius büyüye çok meraklı olduğundan evin hanımının büyücü olduğunu öğrenince çok heyecanlanır ve evin hizmetkârından hanımın büyü ritüeline tanıklık etme konusunda yardım etmesini ister. Hizmetkârın yardımıyla hanımı büyü yaparken izler, Gerçekten de hanım bir baykuşa dönüşmüş ve uçup gitmiştir. Kendisi de aynı büyüyü yapmak ister. Bunun için bir iksir gerekmektedir. Gerekli iksiri hizmetkar getirir. Lakin yanlış iksiri getirdiğinden Lucius kuşa dönüşeceği yerde eşeğe dönüşür. Tekrar insana dönüşmek için bir gün beklemesi ve bir çeşit gül yemesi gereklidir. Ertesi gün hizmetçi gülü getirmeden ev soyulur ve Lucius’ta eşek haliyle çalınanlar arasındadır. Götürüldüğü yerde Karite isimli bir kızla tanışır. Kız çok korkmaktadır. O sırada tutsaklar içinde olan yaşlı bir kadın Psykhe ile Eros’un öyküsünü anlatır. Psykhe de çileli bir sürecin ardından mutluluğa kavuşmuştur.

Bir süre sonra Lucius ve Karite kaçmayı başarırlar. Lakin kısa bir süre sonra Karite talihsiz bir kazaya kurban giderek can verir. Lucius’un bir eşek olarak çileli yolculuğu devam etmektedir. Ta ki Yunanistan kıyılarında bulunan İsis rahipleri onu bulana kadar. İsis rahipleri onun başına gülden yapılmış bir çelenk koyunca büyü bozulur ve tekrar insana dönüşür.

Bu hikayede insan ruhunun terbiyesini görmekteyiz. Çileli bir süreçten sonra insanın kendi kendini eğiterek dönüşümü ve bu sürecin önemi, eserin aktarmak istediği temalardan biridir. Aynı zamanda eserde kahramanımız Lucius, bir eşeğin gözünden insanların yaşayışını gözlemlemiş, gözlemlerine dayanarak insanların ahlakını, erdemlerini ve zayıflıklarını değerlendirmeye tabi tutmaktadır.

Daphne ile Tanrı Apollon’un Öyküsü

Apollon çok usta bir okçudur. Bir gün Afrodit’in oğlu Eros’un okçuluk becerisini kıskanınca, Eros ta kendisini küçümseyen Apollon’a aşkın dayanılmaz ıstırabını çektirmek için iki ok alarak biriyle onu, diğeriyle de Daphne’yi vurur. Daphne Irmak tanrısı Peneios’un kızıdır. Bir gün koruda gezerken Apollon’a rastlanır. Dizlerine kadar inen elbisesi ve dağınık saçlarıyla çok güzel görünmektedir. Tanrı Apollon onu görür görmez âşık olur. Daphne tanrının niyetini anlayınca hızla koşarak kaçmaya başlar. Nasıl kaçmasın ? Tanrılarla beraber olan kızların sonu pek iyi olmamaktadır. Ya kendileri ya da tanrılardan doğurdukları çocuklar ölmekteydi. Apollon’un nefesi ensesindeyken babasının ırmağına rastlar. Tam babasından yardım isteyecekken birden ayakları yere mıhlanır Ardından kolları ve omuzlarından yapraklar çıkmaya başlar. Artık bir defne ağacına dönüşmüştür. Apollon onu öyle görünce çok üzülür ve hiç olmazsa Defne’nin artık kendi ağacı olmasını ister. Buradaki metaforumuzda toplumsal baskı sonucu değişen kadının yaşamı işlenmiştir.

Günümüzde de kadın yaşadığı çevrenin ve ailesinin etkisiyle, kendisi  gibi yaşamamakta, belirli kalıplara girmek zorunda kalmaktadır. İstemediği bir adamla evlendirilmekte, istediği gibi eğlenememekte, erkek tarafından kendine biçilen rol evle sınırlı kalmakta ve sade hizmet etmesi gereken bir kişi olarak yaşamını sürdürmeye mecbur bırakılmaktadır. İş yerinde de erkeklere nazaran mobinge çok daha fazla maruz kalmakta, çoğunlukla erkeklerden daha düşük maaş almakta, çok kolay işten çıkarılmakta, üstlerinin veya iş arkadaşlarının rahatsız edici bakış ve davranışlarına maruz kalarak para kazanmaya çalışmaktadır. Son zamanlarda bu durum bir nebze kırılmaya, kadınlar daha iyi eğitim alıp, daha bilinçli örgütlenerek mücadele etmeye başlasa da hala alınması gereken çok yol bulunmaktadır. Bu durum aslında Ataerkil toplumların istilasıyla Anaerkil kültürün ve zaman içinde erkeğin olgunlaşarak toplum içindeki rolünü kavramasına yardımcı olan erginlenme törenlerinin ortadan kalkmasından kaynaklanmaktadır. Kadına saygısı azalan, kendisini gerçekleştirememiş erkek kadınla çatışma haline giderek onu itaat ettirmeye zorlamıştır. Daphne’nin bu öyküsü de bize kadının erkeğin zorbalığı ve baskısından kurtulmak için girmek zorunda kaldığı kalıpları anlatmaktadır.

Kaynaklar

Erhan Altunay Kelt ve Germen Paganizmi

Adil Öksüz Sanatta Başkalaşımlar-Hacettepe Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi

http://www.openaccess.hacettepe.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11655/5917/Sanatsal%20%C4%B0fadede%20Ba%C5%9Fkala%C5%9F%C4%B1m.pdf?sequence=1&isAllowed=y Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Ahmet Türkan röportajı

İlgili Haberler

Antik Dünyanın İlk Kadın Doktoru

Kardelen Oğlakçıoğlu

Burası Agora Meyhanesi…

Çağlar Didman

Kızlarağasının Piçi

Çağlar Didman

1 Yorum

Menşure Kasım 30, 2021 at 9:34 pm

Emeginize sağliķ

Cevap Ver

Yorum Yap

Kitap, Sinema, Tiyatro, Edebiyat, Tarih, Mitoloji, Müzik, Resim, Gez Gör, Doğa Sporları, Aktüel Bilim, Anadolu, Dünya Mirası, Festival, Fuar, Sergi, Akademi, Yazarlar...