14.4 C
İstanbul
Perşembe, May 9, 2024
okuryazarkitaplar
Image default
Antik-AArkeolojiEditörün SeçimiManşetMitoloji

Uygar Dünyanın Başlangıcı Yunan Değil!

Gözde Akıbat

Batının “Medeniyeti kuran ve yücelten kendilerinin (Batılı bir toplum olan Yunan milleti)  olduğu” iddiası şimdiye kadar tüm dünya tarafından kabul gören bir tezdi. Belki de dünyanın zoraki olarak ezberlediği bu görüşe göre “Medeniyetin kurucusu Yunanlılar’dır”.

Peki, savundukları bu görüş ne kadar doğrudur? Ya da bu tez bilim çevreleri tarafından ne kadar sınamaya tabi tutulmuştur? Bu soruya yıllarca kafa yoran ve bir cevap arayan Prof. Dr. Fahri Işık ve diyor ki; “Medeniyeti kuranlar Yunanlılar değildir. Uygarlığın gerçek kurucuları Anadolu halkları, hatta daha da özelde Luvililer’dir.”

Fahri Işık bu tezini belgeler ile akademik ve arkeolojik çalışmalar ile ortaya koyan bir isim.

Peki, Batılıların ortaya koydukları görüş nasıl oluştu? Fahri Işık bu tezin oluşmasının temel nedeni şu şekilde açıklamaktadır: “Ortada herhangi bilimsel ve arkeolojik bir çalışma yok iken Almanların öncülüğünde 18. yüzyıl sonları ve 19. yüzyıl başlarında, sadece antik kaynaklar yorumlanarak, maddi delil ortaya koymadan oluşturulmuş olan bir Ege ve Yunan tarihi vardır. Bu tarih bilim çevrelerince bir şekilde kabul görmüştür ama ortaya konan tez içerisinde tarihi açmazlar söz konusudur. 7. Yüzyıldaki kopuş açıklanamamaktadır. Bu tezi ortaya atanlardan yıllarca sonra yapılan arkeolojik, linguistik ve tarihi araştırmalarda görünümün hiç de böyle olmadığı ortaya çıkıyor.”

“M.Ö. Batı Anadolu’da Yunan olarak kabul edilen Grek ve Helen halklarının M.Ö. 13. Yüzyılın sonu 12. Yüzyılın başlarında ‘Dor’ akın ve işgalinden kaçmak için Batı Anadolu’ya geldiğini ve geldikleri zamanda ve corafyada Anadolu’da yaşayan yerli halkların olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Bahse konu Anadolu’nun yerli halklarından en çok öne çıkanı ise bölgede yüzyıllardır yaşayan Luvililer’dir. Bu gerçek bugün yapılan arkeolojik, linguistik ve tarihi çalışmalarda ortaya konmuş olduğu açıktır. Ne yazık ki Alman tezi hala genel kabul gören bir yaklaşım. Batının bu medeniyet gibi kıymetli bir değeri kendilerine mal etmesi yalan, yanlış ve bilimsel gerçekliğe dayanmamaktadır.”

Fahri Işık’a göre Anadolu’ya göçen, Grek ve Helen halkının bir nevi sığınmacı olarak gelmiştir. Sığınan bir halkın tabi olarak da savaşma yeteneğinin olamayacağı da bir vakaadır. Muhtemel ki Dor işgalinden can havli ile kendilerini Anadolu’ya atmışlar ve o zamanaki Anadolu’da var olan medeniyeti ve kültürü kendilerine katmışlardır.

Luvi’lerin varlığı 1919 yılından bu yana bilinmekte ancak Hititlerin tarih sahnesinde çok ön planda olması ile Luviler daha gölgede kalıyor. Hatta Hititlerin sanatını, kültürünü borçlu olduğu Hatti uygarlığı bile her alanda çok yönlü ve uygar bir devlet olan Hititlerin gölgesinde kalıp unutuluyor. Yapılan çalışmalar sonucu bulunan eserlerde Hitit hiyeroglifleri ve sanatında Luviler’den de izler bulunmakta. Fahri Işık Hoca’ya göre Hititler ve Luviler ortak bir kültür sanat medeniyeti inşaa etmişlerdir.

Bunu da şöyle açıklıyor: “Hitit çivi yazısı ile yazılan bir yazıtın bazı yerlerinde Luvilerin hiyerogliflerine rastlanıyor. Karatepe’de bulunan bir yazıt hem Fenike dili hem de Luvi dili olan iki dilli olarak taşa vurulmuştur. Bugün Luvi dilini bu iki dilli yazıttan okuyabiliyoruz. Çözülmüş olan Fenike dilinden Luvi diline ulaşabiliyoruz.

Hititler yıkıldıktan sonra Anadolu’da Luvi asıllı halklara rastlanıyor, bu sonuca da aynı şekilde kullandıkları dilden ulaşılıyor.

Arkeoloji ve dil bilimi açısından Helen ve Grek halkı Anadolu’ya geldiğinde Anadolu’da Luvilerin kurdukları gelişmiş bir medeniyet bulunmaktaydı. Ticaret başladığı yüzyıllarda (6. Y.Y.) Luvi yazısı ticarete uygun bir yazı olmadığı için Anadolu’nun Akdeniz ve Ege kıyılarında Fenike kökenli çizgi yazılar ortaya çıkıyor. Bunun sonucu olarak da Luvi yazısı kayboluyor ancak dil kullanılmaya devam ediyor. Dil bilimsel çalışmalara göre Luviler Anadolu’nun güneydoğusunda Toroslar’da İsa’dan sonra 6. ve 7. yüzyılda hala varlığını sürdürmekteydi. Bu sonuca göre Anadolu’da en uzun konuşulan dilin Luvice olduğu düşünülebilir.  Atina’ya yazı Milet’ten gitmiştir. Yunanlılar ticaret yapmaları sebebiyle M.ö. 2. Bin Yıllarda Girit mirasının üzerine konmuş ve ege havzasını ticaret yoluyla istila etmişlerdir. Ama Medeniyete dair bir çok kavramı Anadaolu’dan öğrenmişler ve ticaret kanalıyla Atina’ya taşımışlardır. Bugün Antik yunan tanrıları olarak kabul edilen Olimpos Tanrıları ve ikinci kategoride değerlendirilen Yunan tanrılarının tamamının Anadolu orijinli oldukları kabul ediliyorsa Yunan kültür medeniyetinin köklerinin Anadolu’dan taşındığı neden kabul edilmiyor?

Heredot’un Yunanca yazmasının sebebi de ticaretle yayılmış olan Yunan dilinin zamanla hakim dil olmasıdır. Heredot’un anne babasının isimleri Luvice sözcüklerdir. Tales’in baba ismi de Luvice’dir. Yunan olarak kabul edilen bir çok filozofun kendisinin veya ailelerinin isimleri Luvice olması tesadüf müdür? Bu bize neyi gösterir?

Fahri Işık: Ortada olan bir tez tartışılır, Yaklaşık 36 yıldır benim tezlerim tartışılmıyor. Bunun Sebebi nedir? Ortaya koyduğum her şey bilimseldir.

Özetle Prof. Dr. Fahri Işık, Dor istilası ile gelen Helen ve Grek halkları Anadolu’da yerleştikten sonra burada güçlü ve uygar olan Anadolu halkları ve Luviler’den aldıkları medeniyeti Atina’ya (Yunan Corafyasına) taşıyorlar. Yapılan çalışmalar sonucu Troya’da bulunan bir Luvi mührü ışığında, Troya halkının da Luviler olduğu düşünülüyor.

Fahri Işık katıldığı bir televizyon programında Hitit yazıtlarında bahsedilen ‘Arzava’ ülkesinin Luvi ülkesi olduğu, başkentinin ‘Aphasa’ olduğu, Aphasa’nın ‘Efes’ olduğu, Yunanlıların oraya Efes dediğini, şehrin ana tanrıçası Artemis’in Luvi’lerin tanrıçası Artemi olduğunu ve Yunan halkının ona Artemis dediğini anlatıyor.

Ayrıntılı bilgi için Prof. Dr. Fahri Işık’ın “Uygarlık Anadolu’dan Doğdu” adlı kitabını öneriyoruz.

İlgili Haberler

Sürgün… (Şiir)

okuryazarkitaplar

İstanbul’un Kadim Sırları Aralanıyor

Leman ERGÜL KÜLEKÇİ

Sicilya’nın Kalbi Palermo’da Mutlaka Görmeniz Gereken 5 Yer

Çağlar Didman

Yorum Yap

Kitap, Sinema, Tiyatro, Edebiyat, Tarih, Mitoloji, Müzik, Resim, Gez Gör, Doğa Sporları, Aktüel Bilim, Anadolu, Dünya Mirası, Festival, Fuar, Sergi, Akademi, Yazarlar...