14 C
İstanbul
Cumartesi, May 11, 2024
okuryazarkitaplar
Image default
EdebiyatKitapKitap / HaberManşetÖykü / RomanYeniler

Şifanur Özçelik Şirin ile…

Dört bir tarafımızda kanlı savaşlar olurken ne yazık ki ölümsüz olduğuna inandığımız şehitlerimizin hikâyelerini anlatan çok fazla eser verilmediğini düşünüyordum bu günlerde. Bu stresli günlerde tevafuk mudur nedir bilmem ama kitaplar vesilesi ile şair-yazar Şifanur Özçelik Şirin Hanımefendi ile tanışmak kısmet oldu. Kitap tahlillerinden, şiirden, kitap kulübümüzden konuşurken Şifanur Hanım sanki bize güzel bir sürpriz yapar gibi bir şehidimizin hikâyesini anlattığı “Kırmızı Çizgili Beyaz Gömlek” romanını koydu önümüze.

Eser KDY yayınlarından piyasaya taze çıktı. Kıymetli yazarımızla sohbetlerimiz koyulaştıkça bu şehit romanımızın yazılma hikâyesini ve romanda biz okuyuculara nelerin anlatıldığının ipuçlarını almak için kendisiyle bir röportaj yapmanın en güzel yol olduğunu düşündüm. Böylelikle Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümünde şehitlerimizi unutmadığımızı kendi tarzımızla göstermiş olacak aynı zamanda onların hatıralarının tekrar tekrar dile getirmenin gururunu yaşamış olacaktık. Şifanur Özçelik Şirin’ de  -sağ olsun- bizleri kırmadı ve kendisiyle sohbet tadında bir röportaj yaptık.

Sevgili Hocam Bu kitabı neden yazma ihtiyacı hissettiniz? Bize biraz hikâyeden bahsedebilir misiniz?

Bu roman öncesinde, altmış dört şehidimizin hayat hikâyesini konu alan öykü ve şiirlerden oluşan, elli üç yazar tarafından, Harun Yıldırım koordinatörlüğünde “1 Şehit 1 Öykü 1 Şiir” isimli eser hazırlanmıştı. Bizde Bursalı şair ve yazarlar olarak, 22. Dönem Bursa Milletvekilimiz Faruk Anbarcıoğlu’nun daveti üzerine böyle bir kitapta eserlerimizle bulunduk.  “1 Şehit 1 Öykü 1 Şiir” ismindeki iki ciltlik eserin 1. cildinde bir öykü ve bir şiir, 2. cildinde ise iki öykü ve iki şiir ile katıldım. 2. cildinde Kendi Öyküsünü Yazan Şehit” isimli Şehit Yusuf Sel’in öyküsüyle yer aldım. Ve beni bu öykü çok etkiledi. Aile ile röportaj yaparken nasıl olduğunu bilmiyorum birden bire “emekli olunca, emekli paramla Yusuf’un romanını inşallah yazacağım” dedim. Tabi o zamanlarda daha emeklilik mevzusu söz konusu değil. Nasıl olduysa bilmiyorum birden bire erken emeklilik gibi bir imkân söz konusu oldu. Ben de 28 yıllık hizmet süresi ile devletten emekli oldum. Ve verdiğim sözü şükür tutmak nasip oldu. Ve “Kırmızı Çizgili Beyaz Gömlek “ romanını yazdım.

Yusuf Sel’in hikâyesini dinlerken ve kaleme alırken nasıl bir duygu iklimi oluşmuştu?

Şehidimizin annesi Kadriye teyzemizle, kardeşleri ve yeğenleri ile yaptığımız röportaj esnasında, sır kapıları ile dolu hayat hikâyesini dinlerken gözyaşları içinde boğulduğum, nefesimin kesildiği, kalbimin yerinden çıkacakmış gibi olduğu ve en önemlisi de soruların sorum aşamasında zaman zaman sözlerin boğazımda düğümlendiği anlar çok oldu. İşte o zamanlarda imdadıma 22. Dönem Bursa Milletvekilimiz Faruk Anbarcıoğlu’nun soruları yetişti. Zor ve etkili bir röportaj tekniği yöntemi ile tamamlamış olduk. Son lokmadan tutun da kırmızı çizgili beyaz gömleğe kadar bir çok olayda gözyaşlarınızı okurken tutamayacaksınız. Buyrun yazarımızı ve eseri dinleyelim.

Roman ve gerçek hikâye arasında farklılıklar oldu mu? Kurgu planı nasıl oluştu?

Romanda, baştan sona gerçek bir hayat hikâyesinden yola çıkarak kurguya gerek kalmadan eseri yazdım. Mektuplarını bile şehide hürmeten aslını muhafaza ederek, çok fazla değişiklik yapmadan yazmaya gayret gösterdim.

Bu romanda sizi zorlayan hususlar nelerdi?

Çok fazla hüzünlü duygu yüklü anlarla karşı karşıya kalmış olmam benim romanı yazarken zorlanmama sebep oldu. Ancak şehit ailesinin o metanetli ve asil duruşu beni bir nebze olsun sakinleştirdi ve yazarken güç verdi.

Bu romanda çok sık karşılaşmadığımız farklı bir anlatım tekniği kullanmışsınız. Bunun nedenini öğrenebilir miyiz?

“Allah yolunda öldürülenlere ’ölüler’ demeyin. Bilâkis onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.”  (Bakara Suresi 154. Ayet) ayeti kerimesiyle şehitlerin ölmediğini ve bu şekilde aramızda dolaştığını ve bu hikâyeyi en iyi kendisinin anlatacağını düşündük. Ve sözü ona bıraktık. Onu dinlemiş ve okumuş olduk.

Hocam bu hikâyenin senaryolaştırılsa tiyatro ve sinema perdelerinde görsek diyorum. Bu hususta bir çalışma öngörüyor musunuz?

Henüz bununla ilgili bir teklif gelmedi. Ancak her türlü teklifi değerlendireceğimizi sizin nezdinizde burada belirtmek isterim. Çünkü sosyal sorumluluk projesi kapsamında, kitap ta olduğu gibi, tiyatro, belgesel ve sinema filminde de elde edilecek gelirlerin tamamı Şehit Aileleri Derneğine bağışlanacaktır belirtmek isterim.

Vatan sevgisi sizce nedir?

Vatan sevgisini, Azerbaycanlı bir şair olan Nebi Hazri Babaoğlu’nun (1924-2007), “Naçar Gider” isimli şiirinin mısralarıyla anlatmak isterim.

 “Kim sevmese öz yurdunu

Bu dünyadan naçar gider

Ne elde bir nişan koyar

Ne kalbe nur saçar gider

Yağmur yağar bağlar üste

Şamamalar dağlar üste

Duman gelir dağlar üste

Yelkenini açar gider

Gezdim göller çaylar üste

Gül bağladım deste deste

Şair Nebi son nefeste

Bu dağları uçar gider”

Son olarak konudan farklı olarak okuryazarkitaplar kültür sanat ve yaşam platformuna dâhil olduğunuz ve bu röportajı bizimle paylaştığını için okurlarımız adına teşekkür ederiz.Bu vesile ile okuryazakitaplar hakkındaki düşüncelerinizi de almak isteriz.

okuryazarkitaplar kültür sanat ve yaşam platformuna’na böylesi güzel işlere imza attıkları için ve bu zorlu işleri gönüllük esası prensipleri içinde yaptıkları için çok teşekkür ederim.

İlgili Haberler

Aşk ve Konfor…

Arzu Yağmurlu

Yazı Dizisi – Ortadoğu’nun Bilinçaltı, Baal

Şeyda Nur Özkahya

Dostoyevskiye Göre Zulm Alışkanlık Yapar

okuryazarkitaplar

Yorum Yap

Kitap, Sinema, Tiyatro, Edebiyat, Tarih, Mitoloji, Müzik, Resim, Gez Gör, Doğa Sporları, Aktüel Bilim, Anadolu, Dünya Mirası, Festival, Fuar, Sergi, Akademi, Yazarlar...