14.3 C
İstanbul
Cuma, May 10, 2024
okuryazarkitaplar
Image default
Manşet

Lilith Efsanesi

Hazırlayan: Leman

Lilit efsanesi, Yahudi literatüründe özellikle Ben Sira Alfabesi adıyla bilinen bir kitap ile öne çıkmaktadır. Buna göre Lilit, Âdem ile eş zamanlı olarak topraktan/tozdan yaratılmıştır. Bu onun kendisini Âdem ile eşit görmesine ve onun otoritesini reddetmesine yol açmıştır. Özellikle cinsel anlamda aşağıda olmayı reddeden Lilit, sonunda Âdem ile tartışarak Tanrı’nın söylenmesi yasak olan adını yüksek sesle söylemiş ve uçup gitmiştir. Âdem durumu Tanrı’ya bildirmiş, Tanrı da Lilit’i geri getirmeleri için üç meleğini görevlendirmiştir. Bu melekler Lilit’i Kızıldeniz’de bulurlar ancak Lilit geri dönmeyi reddeder, zira bu arada İblis ile birlikte olmuştur. Melekler geri dönmezse her gün İblisten olan çocuklarından yüz tanesinin öldürüleceğini söylerler. Lilit ise kendisinin bebeklerin hastalığına sebep olmak için yaratıldığını; çocuk erkek ise sekizinci, kız ise yirminci güne kadar onlara hakim olacağını söyler.1

Hikâye doğru kabul edilirse anlaşılan Tanrı, Lilit’in geri gelmemesi üzerine üzülen ve yalnız kalan Âdem’i teselli için Havva’yı yaratmaya karar verir. Ancak bu defa malzeme olarak bizzat Âdem’den aldığı kemiği kullanarak kadının erkeğin otoritesi altında olmasını sağlar. Zaten Âdem’in uyanıp başında kadını görünce söylediği “işte bu benim kemiklerimden kemik…” ifadesindeki “işte bu” sözü, işte bu sefer anlamında yorumlanmakta ve daha önce başka kadın yaratılmış olduğuna işaret olarak algılanmaktadır. Genel hatlarıyla verilen bu efsane ile ilgili Yahudi kutsal metinlerinde birtakım referanslar bulunmaktadır.1

Midraş’da geçen “ilk Havva” ifadesi de doğrudan Lilith’in varlığına kesin bir delil teşkil etmemektedir. Geriye, Ben Sira Alfabesi kalmaktadır ki “bu kitap geleneksel Yahudi akımlarıyla ilişkisi en azından sorunlu olan bir kitap olarak görülmektedir. Bununla birlikte Ortaçağ’da Almanya Yahudi mistikleri tarafından kabul edilmiş ve bunun etkisiyle birçok Yahudi cemaatinde çeşitli muskalar bebekleri Lilith’in intikamından korumak için kullanılır hale gelmiştir”.1

Tanrı Âdem’i yarattığında erkeğin yalnız olmasının iyi olmadığını gördü ve topraktan tıpkı Âdem’i yarattığı gibi yekpare bir kadın yarattı. Âdem bu kadına Lilith adını verdi. Bu kadın birdenbire Âdem’le tartışmaya başladı. O, kendisinin Âdem’le eşit olduğunu iddia ediyor ve onun altına yatmayı reddediyordu. Âdem de bir erkeğin üstte olmasının daha uygun olacağını iddia ediyordu. Bu münakaşada Tanrı Âdem’in tarafını tutunca, Lilith Tanrı’nın ağza alınamaz adını (YHVH) dile getirerek oradan kaçtı. Âdem’in şikayetleri üzerine Tanrı, S(a)nvi, S(a)nsanvi ve S(e)m(a)ngelaf adında üç melek göndererek Lilith’i geri getirmelerini istedi. Tanrı onlara, eğer Lilith geri dönmeyi reddederse her gün onun yüz çocuğunu öldüreceğini bildirmelerini emretti. Melekler Lilith’i Kızıl Deniz kıyısında buldular ve geri dönmesi için ona yalvardılar fakat Lilith bunu reddetti. Kendi çocuklarının öldürüleceği haberini aldığında da erkek bebeklerin doğumlarının sekizinci gününden yani sünnetlerinden sonra zarar vermeyeceğine dair yemin etti. Lilith ayrıca bu üç meleğin isimlerini bir muskada taşıyan bebeklere dokunmayacağına da söz verdi. Lilith bu olaydan sonra Âdem soyuna düşman bir iblise dönüştü. Fakat Tanrı’nın gizli adı olan YHVH’yi bildiği için ölümlü olan Âdem’in aksine o artık ölümsüzdü. O ve çocukları erkekleri ayartmayı ve bebekleri öldürmeye kıyamete kadar devam edeceklerdi.17

Tanrı, erkek ve kadını kendi suretinde Yaratılış’ın altıncı gününde yaratmış, onlara dünyanın sorumluluğunu vermiştir. Fakat insanın ilk yaratılışında henüz Havva ortalıkta yoktur. Kimilerine göre o zaman Âdem yine tek yaratılmıştır. Sonra Tanrı, Âdem için eş olarak Lilith’i yaratmış fakat onu yaratırken Âdem’i yarattığı saf toprağı kullanmak yerine yeryüzünün çöp ve tortularını kullanmıştır.18 Böyle bir anlatımın sebebi zaten kötülükle eşitlenen Lilith’in fıtratının da bozuk olduğunu ifade etmek olsa gerektir. Birlikteliklerinde Âdem ve Lilith hiçbir zaman mutlu olamadılar. Âdem ne zaman birlikte olmak istese, üstte olmak isteyen Lilith’in vücudu kaskatı kesildiğinden hemen kavga etmeye başlıyorlardı. Âdem’in Lilith’le birlikteliğinden Saba Melikesi Naama (Belkıs) doğdu ve asırlar sonra o, Süleyman’ın sarayına yerleşerek putperestliği geri getirdi.7

Bu hikaye ile Yahudi bilginler, aynı zamanda Lilith karakteriyle kontrol edilemeyen cinselliğin Tanrı buyruklarını hiçe saymakla aynı şey olduğunu anlatmaya çalıştılar.19

Bu sayede kadına yönelik cinsiyet eşitsizliği sadece yaratılış farkıyla değil aynı zamanda seksualite ile de desteklendi. Böylece evlilik iki cins arasındaki hayat arkadaşlığı olarak değil, birinin diğerine tahakküm ettiği bir monarşiye dönüşmüş oldu.20

Dişi şeytanın Yahudi literatüründe fazlasıyla teolojik bir unsur haline gelmesi, Lilith ile Havva’nın neredeyse eşitlenmesine, kadının cinsel yönden ayartıcılık, şeytani vasfa sahip bir yılan ve ilk günahın müsebbibi kabul edildiği bir inanca dönüştü.21 Öyle ki Tekvin 3:16’daki “Çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim. Ağrı çekerek doğum yapacaksın” ifadeleri sebebiyle âdet görme, doğum yapma ve lohusalık gibi bütün biyolojik unsurlar ilk günahın tezahürleri kabul edildi. Bu sebeple kadınlar sosyal hayatta yer alamadıkları gibi pis ve eksik sayıldıkları için dinin kendisinden dışlandılar. Onlar rabbi (Yahudi din bilgini) olamadıkları gibi dinî alanda hiçbir şekilde söz söyleyemezlerdi, çünkü cinsel açıdan farklı, kirli ve tehlikeliydiler.22

LİLİTH: YAHUDİ MİTOLOJİSİNDE ANA TANRIÇA’NIN DÜŞÜŞ VE ŞEYTANA DÖNÜŞÜM SERÜVENİ

 Şeytan araştırmalarında Yahudi-Hıristiyan Batı dünyasında iyi bilinen Lilith’in kökeni Sümer’e kadar uzanır. Lilith adı Sümercede “hava, rüzgâr” anlamına gelen líl kökünden türemiş ve etimolojisinde var olan hava unsuru bu ada ruhsal varlık boyutu kazandırmıştır. Terim Akkadçaya lilītu şeklinde geçerek tüm semitik dillere yayılmıştır. Babil’de rüzgârın yıkıcılığına ve şehvete hükmeden dişi ruh ve Fırtına Tanrıçası olarak kendisinden korkulan Lilith, Mezopotamya’dan Suriye-Filistin bölgesine kadar tüm Levant’a yayılmıştır. Gılgamış Destanı’nda Tanrıça’yla kurulan münasebeti, zamanla önce rahibelik kurumuna, ardından Tanrıça’nın kendisiyle özdeşleşmesine kadar gitmiştir. Ataerkil zihniyetin yerleşmesiyle, cazibesiyle erkekleri tuzağa düşüren ve bebekleri öldüren şeytani bir karaktere dönüşmüş ve Tanrıça’nın sıfatları da bu yöne doğru evrilmiştir. Bu özellikleriyle Yahudi mitolojisine geçen Lilith, kısır ve seksualiteye sahip en büyük dişi şeytan olarak kötülüğün zirvesine oturmuştur. Onun Yahudi din ve anlayışına bir şeytan olarak girişi Yeşaya 34:14’deki atıfla başlamıştır. Bu pasajda “tüm kötülüğün lideri” olarak anılan Lilith, Yahudi şeytan araştırmalarında kilit isim haline gelmiştir. Ana Tanrıça’yla özdeşleştirilmesiyle Yahudiliğin tanrıça tapımına karşı en kuvvetli argümanı kabul edilmiştir. Yahudi literatüründe başta Âdem’in Havva’dan önceki ilk eşi olmak üzere İsmâil’in torunu Naama ve Saba Melikesi gibi pek çok kötü kadınla özdeşleştirilerek Eril Tek Tanrı karşısındaki en büyük dişi düşman olarak kabul edilmiştir. Adının Tora’daki yaratılış pasajlarının yorumlarına dahil edilmesiyle, “Âdem’in İlk Karısı” ve Havva’nın suç ortağı unvanını alarak genel manada tüm kadınların şeytan addedilmesi anlayışına hizmet etmiştir.3

Efsanevi dişi şeytan doğasıyla cin-şeytan cinsinin anası ve kötülüğün kraliçesi olarak Yahudi-Hıristiyan folklor, gelenek ve şeytan biliminde (Demonoloji) iyi bilinen Lilith, aslında antik dünya panteonları içinde ana tanrıçalık vasfına en yakın karakterdir. Antik dönemde çeşitli isimlerle anılan ana tanrıçalar, âdeta Lilith adında birleşmişler ve Yahudilikle birlikte bir şeytan metaforunun zirvesine oturarak kötülüğün kaynağı konumuna gelmişlerdir. Bu evrimin sonucu olarak kadın, toplumda kötücül bir varlık, şeytan ve yılan olarak anılmaya başlamıştır.3

Kaynak:

Yahudi Geleneğinde Kadının Yaratılışı ve
Lilit Efsanesi / Doç. Dr. Asife ÜNAL

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/455723 / AYNUR ÇINAR

İlgili Haberler

Mitlerden CHRISTMAS’a…

Şeyda Nur Özkahya

Fevziye

okuryazarkitaplar

Ziyaret

okuryazarkitaplar

Yorum Yap

Kitap, Sinema, Tiyatro, Edebiyat, Tarih, Mitoloji, Müzik, Resim, Gez Gör, Doğa Sporları, Aktüel Bilim, Anadolu, Dünya Mirası, Festival, Fuar, Sergi, Akademi, Yazarlar...